Bazı mektuplara hak ettikleri uzunlukta cevap verilmemesi bahsinde akla Bettina von Arnim gelir ve elbette Goethe. Ya ruha değen mektup bahsi? Şamîl Esgerov’un Cegerxwîn’e yazdığı mektup derim. 1967 olmalı. Bir gün ben de Esgerov’a bir mektup yazdım. Bir adres buldum. Şöyleydi: Nergiz Neşriyat, BAKÜ. Postaneye gidecekken ölüm haberini okudum. 21 Mayıs 2005’ti. Bir gün önce göçüp gitmişti. Artık bunu diyecek yaşlara geldiğime göre “bir zamanlar” her mektup meraklı bir ele değerdi, diyebilirim. Sevdiğim kadınlarla aynı masada karşılıklı oturup birbirimize mektup yazdığımızı hatırlıyorum bir de. Erzincan, Gülnar, Polatlı ve Batman arasında zarfsız mazruflar uçuşurdu. Zarfa OZAN yazan okuru Ahmed Arif’i şahsen tanımıyordu. Ahmed Arif’in de şahsen tanımadığı birine yazdığı bir mektubu vardır. Yazdığı kişiyi, yani gönderileni yazacağım ama bu yazıyı yazarken şairin bütün şiirlerini taradım da tek bir “mektup” sözcüğüyle karşılaşmadım. Tuhaftı. Ahmed Arif’in söz konusu mektubu yazdığı...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"