Bak, kırlangıçlar saçaklarını bir bir terk etti, Sararmış ceviz yapraklarıysa usul usul dökülüyor, Asmalar da güz ayazıyla hırpalanıyor, Neden gelmiyorsun? Neden gelmiyorsun? Gel, gel de kollarıma alıp bağrıma basayım, Çehrene dalıp dalıp başka diyarlara uçayım, Başımı minnettar bir uykuyla Göğsünde, göğsünde tutayım! Hatırlar mısın nasıl da dolaşırdık Çayırlar ve vadilerde, Ve kekikler arasında da öperdim seni Kaç kere? Kaç kere? Kadınlar dolaşır yeryüzünün dört bir köşesinde, Kimileri de epeyi çekici olur insanın gönlünce, Akşam yıldızları gibi parıldamazdı hiçbiri, Değillerdi senin gibi, değillerdi senin gibi! Parıldaman daima ruhumun derinliklerinde, Yıldızların alevinden daha tatlı, Doğan güneşten daha şahane, Tatlı sevgilim, tatlı sevgilim! Bu sonbahar da geldi ve sensiz geçiyor, Yapraklar dallarından bir bir düşüyor, Tarlalar ıssız, kuşlar dilsiz, Neden gelmiyorsun? Neden gelmiyorsun? Mihai Eminescu Çeviren: Mehmet Gündoğdu
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"