Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nazik El Melaike etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ben

Gece benim kim olduğumu soruyor Ben; endişeli, derin ve karanlık sırrıyım onun Asi sessizliğiyim Benliğimi sükûnetle örttüm Kalbimi şüphelerle sarmaladım Ve solgun bir yüzle kalakaldım burada Dikiyorum bakışlarımı ve sual ediyor bana yüzyıllar: Kimim “ben” acaba? Rüzgar benim kim olduğumu soruyor Ben; şaşkın ruhuyum onun, zamanın inkar ettiği Bir yerim yok, tıpkı rüzgar gibi İlerliyor da ilerliyoruz, sonu olmaksızın Geçiyor ve gidiyoruz, durmaksızın Dönemece ulaştığımızda Onu ıstırabın sonu zannederiz Ama bir boşluktur karşılaştığımız Zaman benim kim olduğumu soruyor Ben onun gibiyim, bir muktedirim asırları düren Sonra dirilişler bahşeden Ben yaratıyorum uzak geçmişi Neşeli umudun cazibesinden Sonra gömerim onu gerisin geriye Dünü yeniden inşa edeyim diye Yarını donmuş Ve nefsim benim kim olduğumu soruyor Ben bir şaşkınım onun gibi, neye baktığımı bilmeden bakıyorum karanlığa Hiçbir şey huzur vermiyor bana Soruyorum hiç usanmadan ve cevabı Örtüyor bir serap daima Onun hâlâ yaklaştığın...

Çocukluk Çağı

a Bir kalp gibi hüzünlüydüm      omurga iliğinin duruluğunda hayatımıgünün yirmi dört saatinde kurarım      düşüm unutsa da böyle bir akşamı. Gecemi gündüzüme katıp başlarım      inşa etmeye kumdan düşleri şiirim yoksun kalır güzellikten      yoksa gömütün karanlığı geri mi döndü? Düşlerimin şehri nerde kaldı      nerde, neden görünmedi kumun tepesi? Şimdi yansıyacak mı hayatıma      sayıkladığım akşamın loş ışığı? Giden bu akşamla çocukluğuma dönsem karşılaşır      mıyım yuvasında kuşlarla her sabah hiç bir zaman hayatım olduğu gibi      görünmeyecek şarap bardağında eriyip giderken Hiç bir zaman kışın çiseleyen yağmuruyla      uyaklı olmayacak güzel küçüklüğüm hiç bir zaman kumruların aşk yuvası dize      dize dizilmiş şarkıların gölcükleriyle uyuşmayacak Kaç çeşit çiçek topladım gömmek için      onun geceme yansıyan ışığı...

Gelmeyen Ziyaretçi

Akşam geçip gitti ve nerdeyse kayboldu ayın yüzü, Yazık, ikinci akşam da eklenip birincinin ardından! Gözümüzün önünde sona eriyor mutluluk işte, Sen gelmedin ve yitirdik seni, Öteki dileklerimizle birlikte. Sen yoksun, yerin boş kaldı. Darmadağın olmuş bizler soluğumuzu kesip, Sabırsız ve sıkıntılı sorup durduk gelmeyen ziyaretçiyi. Bilmem ki yılların ötesinde de yok muydun ? Gölgenin izleri vardı her kelimede ve her anlamda, Her köşede ve düşlerimin her birinde,kafamda canlanan. Yok muydu,burdakilerden daha mı gerçektin bilmiyorum. Yüzlerce ziyaretçi bile dindiremiyordu Sana karşı duyduğum özlemi bir an. Her biri gelmeyen bir ziyaretçinin Görme tutkusunu coşturuyordu üstelik. Gelseydin diyelim, olmaz ya, Ötekilerle birlikte olsaydın şuracıkta, Öteden beriden söz ederek, Dilediğini konuşsaydı herkes, ilgilendiği konuda, Buradakilerden biri olmayacak mıydın sende? Akşam sona eriyordu. Bakıp duruyorduk şuraya buraya. Gecelerde gelmeyenlerin boş yerlerine bakıp Sor...