‘O Ses Türkiye’de Dodan’ı görmek yaralayıcıydı. Kürt olduğunu söylemediği için değil. Alevi olduğunu söylemediği için değil. O jüridekilerin onun hakkında “karar verecek” yargıçlık evsafında olmadığı için değil. 22 yıl 'ana akım'ın dışında yol yürümüş bir müzisyenin, ana akımın sahnesinde su istemesiydi yaralayıcı olan. Herkesin birbirine benzemeye zorlanması yaralayıcıdır. Dodan yaraladı. Evet, Dodan’ın “O Ses Türkiye”de sahne alması, not alması, beğeni alması yaralayıcıydı. İçim, yüreğim, burnumun direği sızladı. Hayır, bilenlerin ilk tahmin edebileceği gibi Kürt olduğunu söyle(ye)memesi değildi yaralayıcı olan. Adını söylerken Kürtçeden bahsetmemesi tuhaftı elbette: “Dünde kalan zaman” anlamına geliyor adı ama hangi dilde? “Doğudan” diye anladı adını jürideki müzisyenler, haklıydılar da… “Doğu” Kürt dememenin bir yolu hem, hem de işte Kürtleri işaret etmenin bir yolu. Türkçe konuşanlar için “Dünde kalan zaman” ve “geçmiş zaman” anlamında bir isim karşılarına çıktığında “...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"