-İpek'e- I Yola çıkıyorum Olağan ve sıradan bir şey sanki Bu kez de yola çıkmak. Kökler beslemez olur gövdeyi, gitmek gerekir. Yola çıkıyorum. Aşarak kendine kapanan labirentlerini kuşkunun, Varoluşun, yokoluşun korkusunu Bir ipek örtü gibi savurarak boşluğa Zamanın küllerine gömerek nasır bağlayan sevinçleri, Acıları… III Bir mavide yol alıyorum. Umut ya da umutsuzluğunuzu, düşlerinizi, karabasanlarınızı, Saracağınız bir mavi değil. İçinde yol aldığım. Bir hançerin bir gövdede uyuyakalması bu. Gövdenin aralayışı kendini Sırlarını söyleyeceği hançere doğru… Gövdenin arayışı söz kusmayan, dilsiz metali… Kanıksanan, unutulan ve bir gün mutlaka yeniden bulunan Anlaşması Dilsiz metalin Ve sözlerimizi barındıran gövdenin. VI Yoklukla tarttım Yaşadığım her şeyi. Yokluktan çıkıp geliyor gün Örtüsünü çekiyor karanlığın Kentlerin, kırların. Her yerde bir av telaşı Giyotinler iş başında. Bıçak mangaları Ve susmayan yadsıyış. Her yerde av telaşı. Nok...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"