Kapıyı çalmak üzereydi. Vazgeçti. Orada durdu. Acaba gitse miydi? Ama nasıl? Ya birden kapı açılırsa? Üst katın penceresinden gören olursa? Bir bardak su dökmeye, cıgara izmaritlerini, solmuş çiçeklerini ya da iki gün önceki mektubunu yırtıp atarlarsa? Hava karardı. Ne giren çıkan vardı, ne de açılan bir pencere. Ev terkedilmişti. Merdiveni aydınlatan bir ışık bile yoktu. Artık seçebiliyordu yerdeki iki paslı çatalı, yığılan maden suyu şişelerini, boş kartuşları ve bunların yanında duran kendi yüzünün tıpkısı bir sarı maskeyi. Yannis Ritsos
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"