Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Sedat Anar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ne geçmiş ne de gelecek, dem bu demdir…

Mezarlıktan çıkıp eve gittim. Annem şaşkın bir hâldeydi. Her gece beni sarhoş olarak görmeye alışmıştı. Her zaman eve sabaha doğru gelirdim. Onu hasta olmadığıma ikna ettikten sonra kendi hâlime bırakıldım. Gördüğüm hayalleri düşündüm ve erkenden yattım. Ertesi sabah çarşıya gittim. Birkaç küçük tencere, tabak, sahan, kaşık ve mangal gibi eşyaların yanı sıra yağ, pirinç, kahve gibi şeyler aldım. Ve mezarlığa gittim. Aynalı Baba kulübesinin önünde oturuyordu. Aldığım hediyeleri reddetmedi. Kahve pişirdi. Bir müddet sohbet ettik. Sonra yemek yedik. Biraz uyuduk. Sonra kahve içtik. Aynalı Baba neyini eline aldı. O güzel sesiyle gazel okuyarak neyi üflemeye başladı. Bu şuun, âlem Bîsebat-u bîkıdem Nerde Havva, Adem? Varsa aklın ey dedem. Dem bu demdir, dem bu dem! Dem bu demdir, dem bu dem! Yâd-ı mazi bahşeder Hayf-ü âlâm-ü keder Olma meşgul-i kader Kimse kalmaz hep gider. Dem bu demdir, dem bu dem! Dem bu demdir, dem bu dem! Sen gibi bir saile Heyf değil mi gaile? Olma...