Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Yu Hsuan Chi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bir Komşu Kızı İçin

Güneşin korkusuyla, gizlendim elbisemin ardına. Can sıkıcı baharda, üşençle kalkıp giyindim. Nadide bir mücevher bulmak kolaydır. İyi bir adam bulmak neredeyse imkansız. Yastıkta gizliden dökülmüş gözyaşları, Açılan çiçekte kırılmış bir kalp. Eğer Sung Yü'nün gözüne ilişebilseydim, Ne derdim olurdu ki, bitişik evdeki delikanlıyla? Yu Hsuan Chi Çeviri: Ayten Mutlu

Tzu-An İçin

Ayrıldık, bin kupa şarap bile yok edemez kederi Ayrılık yüz düğüm olmuş, ben çözemem ki. Buzların çözülme vakti, orkideler açıyor, dönüyor bahar Salkım söğütler keyifli yine memnun kayıklar Kavuştuk ve ayrıldık, birlikte duramayan bulutlar gibi, Öğrendim şimdi aşkın nehre benzediğini Bu bahar buluşmamız mümkün değil yeniden Ama çıkmayacağım Yeşim Kulesindeki şaraphaneden. Yu Hsuan Chi

Hissettiklerimi Söyleyerek

Hüzünlü bir melodi, zincifre ipliklerle Nasıl tutabilirim o müziği içimde? Çok küçükken öğrendim, sevgilinin dokunuşunu Kibarlaşmadan önce, seçkinleşmeden önce. Parıldayın, parıldayın şeftaliler, erikler Ne beis var, efendiler sizi öyle isterse? Yeşerin, yeşerin çamlar ve tarçınlar Dünya ancak o zaman hayran olur sizlere. Berrak ay, yosun tutmuş basamaklar üstünde Bir şarkı, bambu kamışlarının derinlerinde. Kapının dışında, kırmızı yapraklar düşmüş yerlere Beklediler gelişini. Niçin süpürüyor onları şimdi? Yu Hsuan Chi

Duygularımı Dışa Vurarak

Gevşe, yapılacak bir şey yok, Tek başıma geziyorum dans eden ışıkta Bulutlar dağılıyor, mehtap suda Başıboş, serseri bir kayıkta Hsiao Liang tapınağındaki lavtayı dinliyorum Yü Liang'ın kulesindeki şarkıyı Bambu kamışları dostum Taşlar yoldaşım Kırlangıçlar, serçeler takip ediyor beni Ne gümüş gerek bana ne altın Köpüklü yeşil şarapla dolduruyorum kadehimi; Ay altında, ince ezgi Parlayan dolunayın etrafında adımlarım Çıkarıyorum saç tokamı ve bırakıyorum berrak su aksın Yatakta okuyarak, Yarı sarhoş, kalkıyorum ve tarıyorum saçlarımı. Yu Hsuan Chi

Bir Kış Gecesinde Wen Ting-Yün'e Gönderildi

Kara kara düşünerek, kafiye avlayarak, lambamın vızıltısıyla Uyanığım bütün gece, ürküyorum buz gibi yorganımdan. Yaprak dolu bir avluda, hızlanıyor mutsuz rüzgâr Geçerek perdemin üzerinden, batıyor biçare ay Ummuştum ki birlikte olacaktık. Tam tersine: ayrıldık. Fakat, hiçbir şeydir hayatın değişkenliği, bir bilge kalbi için Karanlık koruluğun kuytularında, bir tünekçik ararlar Döne döne, akşamları serçeler figan edip ağlarlar. Yu Hsuan Chi

Pişmanlık Duyguları

I Düşen yaprakları dağıttı akşam yağmuru. Şarkı söyleyerek kırmızı iplikleri ayırıyorum. Acımasızca, kalpsiz dostlarım tarafından İçeriye atıldım, acı denizin ardına. Kapımın dışında hissiz zengin adamların arabaları Taocu kitaplar yastığımın kılıfına tıkıldı Şimdi sade pamuklar içinde, bir daha ne bulutlardan bir misafir, ne yeşil sulardan, ne mavi tepelerden. II Çok fazla acı veriyor, nefes almak tek başıma: Nasıl dönebilirim sonbahar ayıyla dolu esintili avluma? Karanlık odalarda, duyuyorum saatin tik taklarını. Her gece lambamın yüzünden beyazlıyor saçlarım. Yu Hsuan Chi

Yazın Dağlarda Kalarak

Hareket etmedeyim ölümsüzlük mekanına Her yerde çiçekler, ekmemiştik daha önce Avludaki ağaçlar eğilmişler tören atları gibi Şölende, şarap kupaları yüzüyor taze köpükler içinde. Karanlık balkon, patika dosdoğru bambuların dibine Uzun yaz elbisesi, kitapların şaşkınlığı. Ay ışığında şarkı söylüyorum, ve sürüyorum resimli bir kayığı İnanarak esen rüzgârın beni tekrar evime uçuracağına. Yu Hsuan Chi (Şairin idam edilmeden önce yazdığı son şiir) Çeviriler: Ayten Mutlu