Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ulus Fatih etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yüzüyor ve Ağlıyorum

Sırılsıklam ıslanmış, ıslak bavullardan kişiler seçiyordum. Eğri bir düzlükte durduklarını görüyorum, rüzgara yaslanmış, eğri yağmur altında, belirsiz uçurumun kenarında. Hayır, ikinci bir yüz değil. Havanın suçu böyle solgun oluşları. Uyarıyorum onları sesleniyorum örneğin; yol eğri bayanlar, uçurumun kenarındasınız. Onlar, doğal olarak, soğukça gülüp, cesurca karşı bağırışa geçiyorlar: Teşekkür ederiz size de Gerçekten de bir kaç düzine olup olmadıklarını soruyorum kendi kendime yoksa tüm insan soyu muydu orada asılı duran, tıpkı belirsiz bir müzik gemisindeki gibi, hurda ve yalnız bir tek amaca yönelik, yani batışa? Bilmiyorum. Gözümü kapatıp dinliyorum. Zor söylemesi, bu insanların kimler olduğunu, her biri bir bavula, açık sarı bir uğura, bir dinozora, bir defne çelengine sarılmış Güldüklerini duyuyor ve onlara anlaşılmaz sözler sesleniyorum Kafasında yaş gazeteler olan, tanınmayan kişinin K. olduğunu sanıyorum, yolcunun işi peksimetcilik; şu sakallının kim o...

Labirent

Zeus bile dolambaçla örülü, bu boğucu taş ağı çözüp bir yol bulamaz. Ben geçmişimi ve tüm kimliklerimi unuttum; İç sıkıcı duvarları çınlayan dolambaçları izlemek yazgımdır benim. Geçen yılların sonunda hangi gizil bükeyler büküntüler şiddetin galerileridir ki. Zamanın tefecileridir bu çatlak köhne duvarlar. Süprüntüler içindeki solgun işaretlerin ayrımındayım. Büklümlü gece bana doğru kükrüyor ve de ıssız ulumaların yankısını taşıyor. Ben gölgelerden bilirim ki Öteki hep orada, nasıl bir alınyazısı sonsuza dek kendisini taşımak bu dokunmuş ve belki de dokunmamış Hades bitmez kanım ve cesetimi sömürmek içindir. Herbirimiz diğerini ararız. Ama katıksız bir bekleyiştir bu ve o bir hesap günüdür Jorge Luis Borges Çeviren: Ulus Fatih http://www.anafilya.org

Gönül

Çocukluk çağlarından birinde karşılaşmıştık. Güneşe doğru giderken sana bakmak için dönmüştüm; sen de dönmüştün, ‘Kalplerin görebileceğini söylüyordun’ ve bana el salladın. Aramızdan zamanın duru tadı ve bir insan ırmağı geçiyordu, Yakup’un Düşleri’nden bir gün batımıydı. Bu anın sonsuz bir ayrılık olduğunu, hepimizin birer ‘Araf Yolcusu’ olduğunu nasıl bilebilirdim. Birbirimizi bir daha göremedik ve bir yıl sonra ölmüştün. Şimdi o anıyı arıyorum ve bir yanılsama olduğunu, küçük bir elvedanın ardında, sonsuz bir ayrılık olduğunu düşünüyorum. Bu gece ‘Elem Denizleri’ni kucaklamak istedim, olanları anlamak için Attar’ın ustasının, dudağına yerleştirdiği öğretiyi yeniden okudum. Bedenin öldüğünde, ruhun özgürleşebileceğini okudum. Şu an gerçeğin bu yakıcı melankolide mi, yoksa o sonsuz elvedada mı olduğunu bilemiyorum. Ruhlar ölümsüzse, ayrılıklarında sessizce olması iyidir. Elveda demek ayrılığı yadsımak, yine görüşeceğiz demektir. Bugün ayrılır gibi yapıyoruz, ama yar...

Halkidikya Şarkısı

Bir gün geleceksin böyle mavilikler içinde güneş sularda erinip duracaktı. Ağlayacağım, hep bir geçmişi yaşadım burada / denizin derinliklerinde. Halkidikya nerede İyonya’da geçti mi hiç günlerin artık sormayacaksın bana... Ağlayacağım bir kez daha şurada, yosunların dibinde yan yana, koyun koyuna. Yaşlı Diyonizos gelip çalacak kapımı bir sevda elçisiydi iyi zamanlarda. Ama ben çıkmayacağım kulübemden ıraklardan gelen o kırmızı balıklar girene dek cennet bahçeye ağzımı bıçak açmayacak. Rüzgârlar uğuldayıp, denizin sesi, gürlese de göğsümde dalgalar okşayıp yalasa da saçımı Gitmeyeceğim artık ilk hayatlardaki ışığın peşinden. Umarsız, köpükler içindeki cansız başımı, vurup dursa da su perileri denizdeki şu kabrime Son dileğimdir Seni ağzından öpmek isteyeceğim son kez Ve artık hep uyuyacağım sonsuza dek, gülümser, aydınlık içinde olacağım… Ulus Fatih

Şiirin Deliliği Deliliğin Şiiri

‘Sanat deliliktir.’ “Hepimiz buradayız- / Yeryüzündeki sıcak ve canlı herkes, / soğuk olanlar şimdiden / yerin karnının altına / saklanmışlar- / mutluluk avcıları, acının kaçakları, / kaprisli melekler kristal bir an bağışlamış onlara, / bizi birden şaşırtan bir okşayış- / birbirine sarılmalar, / kucaklaşmalar, / aşkın aşka akışı. / Ve birbirimize bakıyoruz, / her yüz tek ve benzersiz, / birbirimize dokunuyoruz / parmakların şaşkınlığı ve bilgeliğiyle; / yelkenleri indiren gülümseyişlerimizle / düzgün ve barışçı / dişlerimizi / gösteriyoruz birbirimize / heyecanlı, sıcak, / çekingen dokunuşlarımızla / (çünkü başka türlüsü her zaman dayanılır gibi / olmayan / ve karşındakinin gözlerinin aynasında / yanıtı pek belli olmayan bir bilmecedir). / Ve sevgi- / evrende esen o sıcak soluk / eritiyor gergin tenimizi, / çekip çıkarıyor derinlere gömülü gözyaşlarımızı- / bir şey seyrediyor içimizdeki bir yarıktan, / orada her zaman gören / bir şey / acıyor bizim insan oluşumuza, / acıyor uçmay...

Kassandra

I Şiir seraptır. Kalemdir. Kâğıttır. Kıssadır. Bigbang'tir. Özdür. Zorluktur. Zorbalıktır. Diktadır. Kurgudur şiir... Başlangıçtır. Yaratıştır. İlk andır. Yarışımdır tanrıyla. Acunlar doğurmaktır. Kevser-i şaraptır şiir... Uryandır. Aryandır. Sağaltır. Acıları dindirir. Candır. Kırık gönüllere, yenilmişlere; sevip de sevilmemişlere dermandır!.. \"Herkes şairdir çünkü rüya görür!\" Her Ademoğlu, her Havva kızı şiiri bilir. Hepimiz küçük birer tanrıyızdır. Şiir yaratmaktır, yok etmektir. Küfrdür şiir . Yaşamdır. Ütopyadır. Zamandır. Antiyaşam, antiütopya, anti andır. Âyettir. Ölümdür. Kozmostur şiir. Antium yamaçları, Gomore yalvaçlarıdır. Yokluktan varlığa bakmak, varlık gözüyle yokluğu-sonsuzu kuşatmaktır! Yadsımadır şiir. Acıdır. Mutlandır. Şirktir... Velhasıl o; her şeyi, hiçbir şeyleyen, hiçbir şeyi herşeyleyendir. O dönüşüm ve varoluş, yaratış ve yokoluştur, can veren anımsayışla, sonsuzlayan unutuştur. Şair ki lanetli yaratık (şeytan, mefisto, d...

Şiir Sanatı

Zamanın ve suyun oluşturduğu şu ırmağa bak Ve anımsa günlerinde bir ırmak olduğunu sanki ikizi, Biliyoruz ki bizlerde öyleyiz zaman gibi su gibi Ve işte yüzlerimiz de eriyip gidiyor tıpkı onlar gibi. Uykuya dalmadan onu düşlerden ayırabilseydik keşke Ve ölümün de başka bir düş olduğunu bilebilseydik keşke Gene de titreyerek gidiyor tenimiz ölüler ülkesine Ve uyku çağırır onları hangisi gelecek birazdan hangisi gece. Geçen günlerin yılların bir imge olduğunu sezebilmek Yaşadıklarımızın saatlerimizin insanlığımızın, İnsafsız geçit töreninde son iç çekişin yıl dönümünde Bir melodinin, bir mırıldanmanın da, imge olduğunu sezebilmek, Güneşin batımını, ve uykuda görebilmek ölümü Ne altınsı bir kederdir- tıpkı şiir sanatı, Hangisi ölümsüzlük ve belki de üzücü. Şiir sanatı Sürgit yinelenen ha güneşin batımı ha şafağın sökümü. Akşam üzeri bir yüz karşılaştığımız zaman içinde Bakar gibi bir aynanın derinliğinden dışımızdaki bize; Şiir sanatı da ayna olabilmeli taşımalıdır i...