Güzel bir düş gibi idrak nûrunda Oturan bu vücut Temâşâ göz kapağının üstünde Saçıyor terütâze sözcükler. Gözleri hayatın yeşil takvimi. Yüzü beyaz ilkokul çağının bir parça tatili gibi. Yıllardır oturuyordu Bu tarâvet secdeleri cumaların dizi üstüne Sabit bir mutluluk gibi. Sabahları annem sarı gül için Bir sepet su götürüyordu. Ben temâşâ ağzı için İlhâmın ham meyvesini götürüyordum. Gece gündüz demeden bu beden Rakamlar yokuşunun bahçesi ardında Uyuyordu efsâne gibi. Düşüncem soyutluk aralığından alkış tutuyordu ona. Eriyordu aklım gözlerinin ardında. Mutlak alnının üstünde Elden gidiyordu vakit. Şimşirlerin ardında cuma kâğıtlarını Yırtıyordu ölçülerin alışkanlığı. Bu sadâkat satışı Bir hint hurması dalı gibi Gölge döküyordu benimle cumartesilerin acılığı arasına. Ya da teslim alıyordu korkularımın kalesini Lâtif bir hücûm gibi. Yok oluyordu eli bir ferâgat boyunca "Ödevler"imin kenarında. (Gerçek nerede daha tazeydi? Dertsiz bir hacmin meczûbu olan ben Görmüştüm bazen Fa...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"