kar başlıyor yeniden, çölde kum, kumda bir at, hafızada leyla. çatısı yok evlerin. nar bahçelerinde kuğuyu bekliyorum. fısıldasam sesimi duyacak. (hasat zamanı. buğdaylar yandı yanacak. oraklarımda ölü kuşlar) güneşe bak diyor leyla, orada karanlık yok, yanmak var. soluğumu öpen karınca yataklara devriliyor öpsem uyanacak leyla aylardan muharrem, yevmiyeler yarım kederler tam salıncağın ipi kopuyor saatimin kadranı su motorları, helezonlar, buğday sapları karışıyor kanıma, bakışımdaki allah yorgun, allah aşık, aşk allah kusarak geçiyor önümde bütün bir köy yontuyorum kendimi, benzemek için leylaya öperek topuğunu çekiçlerin girdiğim perişan iklim yeşil perdeler, mor mürekkepler dikiyor yerden sürünen kaftan leyla ölüyor ay orada ah orada, orada gözlerinde duruyor bir tavşan. sofralar kuruldu, koçlar üzerine ahdettim ışıklara asılarak ve leyla uzaklara bakmaktan perişan kalbimin öte yarısı ceviz yaprakları arasında bir rüzgar ocakta bekleyen azize, yanmay...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"