Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Bâkî etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Âb-ı hayât-ı lâ'lüne ser-çeşme-i cân teşnedür

Âb-ı hayât-ı lâ'lüne ser-çeşme-i cân teşnedür Sun cür'a-i câm-ı lebün kim âb-ı hayvan teşnedür Can la'lin eyler ârzu yâr içmek ister kanumı Yâ Rab ne vadîdür bu kim can teşne cânân teşnedür Âb-ı zülâl-i vasluna muhtâc tenhâ dil degül Hâk üzre kalmış huşk-leb deryâ-yı umman teşnedür Bezm-i gamında cân ü dil yandı yakıldı sâkıyâ Depret elün sür ayagı meclisde yârân teşnedür Cânâ zülâl-i vaslunı agyâr umar uşşak umar Âb-ı sehâb-ı rahmete kâfir müselman teşnedür Giryân o Leylî-veş nola sahrâya salsa Bâkî'yi Mecnûn'un âb-ı çeşmine hâk-i beyâbân teşnedür Bâkî

Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var

Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var Yakında adem dirler bir şehre azîmet var Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var Nûş eylese bir âşık tâ haşre dek ayılmaz Bezm-i feleğin bilmem câmında ne hâlet var Bu hâlet ile ey dil sağ olmada âlemde Derd ü gam-ı dilberle ölmekte letâfet var Gitdükçe harâb eyler mülk-i dil-i vîrânı Dehrün bu cefâsından bir şâha şikâyet var Ser terkine kâ'ildir dünyâya gönül virmez Terk ehlinin ey Bâkî başında sa'adet var. Bâkî

Bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş

Zülf-i siyâhı sâye-i perr-i Hümâ imiş İklim-i hüsne anın içün pâdişâ imiş Bir secde ile kıldı ruh-i âftâbı zer Hak-i cenâb-ı dost aceb kîmyâ imiş Âvâzeyi bu âleme Dâvûd gibi sal Bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş Görmez cihânı gözlerimiz yârı görmese Mir'ât-ı hüsni var ise âlem-nümâ imiş Zülfün esîri Bâkî-i bîçâre dostum Bir mübtelâ-yı bend-i kemend-i belâ imiş Mahmud Abdülbâki                                            

Nâm ü nişane kalmadı fasl-ı bahârdan

Nâm ü nişane kalmadı fasl-ı bahârdan Düşdü çemende berk-i diraht i'tîbârdan Eşcâr-ı bağ hırka-tecrîde girdiler Bâd-ı hazan çemende el aldı çenârdan Her yaneden ayağına altun akup gelür Eşcâr-ı bağ himmet umar cûybârdan Sahn-ı çemende durma salınsun sabâ ile Azadedir nihâl bugün berk ü bârdan Bakî çemende hayli perişan imiş varak Benzer ki bir şikâyeti var rüzgârdan Bâkî

Nakd-i ömrün

Nakd-i ömrün bir sanem uğrunda sarf etdün temam Ey Fuzuli ah eger senden sorulsa bu hisab "...Arapça'da "aşk"ın esas itibarıyla sarmaşık kelimesiyle aynı kökten gelmesi ve bir sarmaşık nasıl bulunduğu yeri sararsa, aşkında arız olduğu kişiyi aynı şekilde sarması durumundan hareketle bu ismi aldığı öne sürülür.Bu kelimenin bir diğer anlamı da "sevgide ölçüyü kaçırmak" demektir..." (A.A.Şentürk/Doğu Batı sayı 26) Bakıya kankı gönül şehrine gelse şeh-i aşk Bile enduh u bela bela hayl ü haşem gibi gelür Baki Ey Baki! Aşk padişahı hangi gönül şehrine gelse, sıkıntı, gam ve bela da maiyyetindeki görevliler gibi onun yanında beraber gelirler. (Ve aşığın kalp şehrini istila ederler, aşık ise bu istiladan son derece menmundur.)