Ana içeriğe atla

Kayıtlar

reha yünlüel etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Amorti

biletimi, kör bir piyangocunun titreyen ellerinden çekiyorum savrulmuş hayatıma bir amorti vursa bu, en büyük ikramiye bana! sen'lerden örülmüş bir duvarın kenarından yürüyorum sen'lerden örülmüş o duvara tutunarak yalnızlıklardan kaçıyorum güya yalnızlıklarıma birer davetiye gönderirken ben o sen'leri bölüyorum o sen'ler beni bölük pörçük hayatımı iliklemeye çalışıyorum beceriksiz ellerimle! yamalı bir kum torbasına dönmüşüm kendimi dövmekten geliyorum bir iş dönüşü saati yorgunum, bitkinim dargınım kendime! cevapları kendi içinde saklı sorguların binlerce soruya gebe bakışlarında bir sümüklüböceğin kabuğunu sürüklediği çaresizlikte sürüklüyorum kendimi bir kaplumbağanın "evim" dediği heyecanda taşıyamıyorum artık bedenimi! kendimi ispiyonluyorum bir casusun kurşuna dizilme hakkını görebilmek için kendimde terazi burcundan gündönümlerinde akşamdan kalma yorgun bir gündüzün sarhoşluğu, kazandığı savaşlardan topladığı madalyal...

yüreğin pusulandır!

her fırtınada kendinden evvel aklını kaybetmeye hazır ve nazır aklı evvel insan! yüreğin pusulandır! sıkı sarıl kendine... Reha YÜNLÜEL

ağlara takılı bir yüreğin "pes!" hâline dair hikâyât

can abdurrahman'a ve yaşmağa... bırakılmış bir gölün dalgınlığında yüzüyor yüzün ve bir çöl gülü misali imge imge çekiyoruz bu yüreği ağlardan I. "hiçbir şey sağlam değil bu şehirde" diyor kadın "ne ev, ne arkadaş, ne sevgili" "hiçbir şey yok bu şehirde bana doğal olan, bana doğan!" adam, "sol anahtarının ilk notasıyla başlayamadığından, yapay" diyor kadın, başı avuçlarının koynunda sol anahtarını düşünüyor ve kuşlar sol anahtarında düşünerek gölgelerini akıyorlar, başının üstünden "do, paspasın altında" diye fısıldıyor adam. kadın "do"yu düşünüyor başı avuçlarının oyununda -kadın doğru düşünüyor- alıyor paspasın altında paslanmış, pes'leşmiş "do"yu doooruluyor "do" diyor kadın bir ince, bir kalın kapı, bir satırlık müzikle doğruluyor ve kuşlar sol anahtarında bekleyerek gölgelerini bakıyorlar kaçkere, kapının üstünden kitliyor kapıyı kadın ardından soyun...

eksimeyen-

evsiz-barksız sabah yağmurlarınındır gözlerim. cami avlularına bırakılmış vakitsiz sağanakların, coşkulu fırtınaların, ve bir de, bir de kandil cumalarından tüten heyecanların. çay bahçelerinin kırk mumluk sarı ampullerinde yakılıdır adlarımız bizbiz yanar benbön sönmez yaz'ı bekleyen kardanadem meydanlarından geçer sözlerimiz bana mısın demez hiçbiri bana mısın der havvaları ademlerin -üşümek zayıflıktır ya kötü yola düşürür kardanhavvayı, adamlarının gözü önünde- kardanademler ondan beklerler yaz'ı yokoluşları pahasına varederler kadınlarını varbırakırlar kaçırırlar sözlerimizden. uçuşan-saçışan kahkahalar sarılır boyunlarımıza atkılarımızdan çekiştirir güleriz ergin dostum, geçeriz sinekli mahalleler hamamböcekli taverna mutfakları kötümser garsonlar hayatla aldığı olan verdiği olmayan gazino patronları ırgalamaz bizi dostum! sineklerinden tablolar böceklerinden şarkılar garsonlarından iyimserlikler yapar patronlarını gazino...

yazgı'ya dair...

vazgeçmek intihar etmektir bazen: intihar etmekse kabullenmektir her zaman yazgıyı -değiştiremediğin, değiştirmediğin, değiştirmek istemediğin- . Reha Yünlüel