biletimi, kör bir piyangocunun titreyen ellerinden çekiyorum savrulmuş hayatıma bir amorti vursa bu, en büyük ikramiye bana! sen'lerden örülmüş bir duvarın kenarından yürüyorum sen'lerden örülmüş o duvara tutunarak yalnızlıklardan kaçıyorum güya yalnızlıklarıma birer davetiye gönderirken ben o sen'leri bölüyorum o sen'ler beni bölük pörçük hayatımı iliklemeye çalışıyorum beceriksiz ellerimle! yamalı bir kum torbasına dönmüşüm kendimi dövmekten geliyorum bir iş dönüşü saati yorgunum, bitkinim dargınım kendime! cevapları kendi içinde saklı sorguların binlerce soruya gebe bakışlarında bir sümüklüböceğin kabuğunu sürüklediği çaresizlikte sürüklüyorum kendimi bir kaplumbağanın "evim" dediği heyecanda taşıyamıyorum artık bedenimi! kendimi ispiyonluyorum bir casusun kurşuna dizilme hakkını görebilmek için kendimde terazi burcundan gündönümlerinde akşamdan kalma yorgun bir gündüzün sarhoşluğu, kazandığı savaşlardan topladığı madalyal...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"