Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Sezgin Kaymaz etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bakele

Benim babaannemdi, ama bütün köyün, annemgilin ve dedemin dediği gibi Bakele derdim ben de ona. Dedeme ise dede. Dedem, babamın anneme davrandığından daha iyi davranırdı Bakele’ye. “Sen yorulma, ineği ben sağarım.” Gider sağardı. “Su vereyim mi Bakele?” Verirdi. Bazı geceler çok soğuk olurdu yayla, “Dur Bakele…” derdi elindeki odunları alıp. “Sobayı ben yakarım.” Yakardı. Şehre indiği her sefer kalın kalın kitaplar getirip “Bakele…” derdi, “Al. Oku sen. İşlere ben bakarım.” Bakele dedeme kocaman güler, “Sağ ol İbrahim.” deyip gömülürdü getirdiklerinin arasına. Okurken, suyun altına girmiş de nefesini tutuyormuş gibi gelirdi bana. Sıkılırdım önce, sonra korkardım, sonra gidip dedemin eteğini çekiştirir, “Bakele’ye bi şey mi oldu dede?” diye sorardım. “Şşt.” derdi dedem. “Okuyor oğlum, ne olacak? Hadi gel, biz de gazetenin resimlerine bakalım seninle.” Alırdı beni kucağına, işaret parmağıyla göstere göstere okur, anlatırdı. “Sen niye okumuyosun dede?” “İşte ben de gazete bakıyoru...

Kün

Dün gece rüyamda bir ihtiyar, aşk mahallesinde, “Bizim tarafa gel.” diye işaret ediyordu bana eliyle. MEVLÂNÂ İçki, hadi rakı diyelim, ruh hâlinin süratle değişmesine sebep olur. Hınzırın mide asidine bir gıdım minneti, bağırsak florasına zerre miskâl müdânaası yoktur. Sindirilmek için onun bunun enziminden ricacı olmaz. Ağızdan girsin, yeter. Dil ve diş etleri arasında şöyle bir gezinir ve bulduğu her delikten sızarak hızla kana karışır. Bu, rakıyı kafasına diken zat ile birlikte o zatın vücudundaki yüz trilyon hücrenin de zom olması anlamına gelir. “Ben sarhoşladım ama hücrelerim gayet şuurluydu.” diyemezsin. Sen içersen hepsi içer. Ondan sonra seyret. Hararet kontrolsüz olarak yükselirönce, sonra duygu ve davranışları hizaya getirmek zorlaşır, en sonra da “Amaaan, ölümlü dünya değil mi, boşveeer!” hâli hakim olur. Bu, fütursuzca saçmalayacak kadar rahatlama, yani artık kasmaktan vazgeçme ânıdır. Dünya yansa, içinde saten yüzlü bir yorganının olmadığı bilincine erişme ânı. ...

"Yâ Rabbi Muheymin... Bizden hayır yok... Sen gözet, Sen goru o yavrıyı..."

Duasının boşa çıktığını tezelden öğrenince, odanın tavanına sitemkâr bir bakış attı Hüdai Ağa. "Hiç mi yanımda olmayacaksın Allah'ım?" ... Bir taraftan, bundan sonraki üç sene çaya para vermeyip sıcak suyu tepesine tepesine dikse, içindeki demle idare ederdi,... ... Olacak olan oluyordu... Kader, Zül Celâl'in; 'Böyle yazdım, böyle yapacaksın.' dediği şey değildi. 'Senin ne yapacağını biliyorum. Aha da şuraya yazdım.' dediği şeydi. ... Menderes, içinden; "Kaderden kaçmayacaksın arkadaş!" deyip tabana kuvvet kaçmaya devam etti. ... Bu dev onu alıp götürecekti buralardan. Burnunun direği sızlamaya başlamıştı bile. Dokunsan ağlayacaktı. "Allah muiz'dir." dedi. ... "Yâ Rabbi Muheymin... Bizden hayır yok... Sen gözet, Sen goru o yavrıyı..." ... Ama… Demişti ki babası; “Aşık mısın kızım?” Bu zaten hayrandı adama; hayran hayran bakmış; “Aşık olduğuma inanıyorum baba.” Demişti. “İnanmakla olmaz. Aşık oldu...

Aşık mısın kızım?

   Ama…    Demişti ki babası;    “Aşık mısın kızım?”    Bu zaten hayrandı adama; hayran hayran bakmış; “Aşık olduğuma inanıyorum baba.” Demişti.    “İnanmakla olmaz. Aşık olduğunu biliyor musun?”    “Biliyorum baba. Aşığım, biliyorum.”    “Peki, aşığın akılla fikirle işi olmaz, bunu da biliyor musun?”    “Nasıl baba?”    “Akıl bir sürü şeyi dert eder kızım. Faruk’la evlenebilmen için ona kaçman lâzım; akıl, bunun sonuçlarını kafana kakar durur ve faydalanacağın daha akıllıca şeyler teklif eder sana. Kaçarsan anneni kaybedeceksin meselâ, Faruk da annesiyle babasını kaybedecek. Var mısın kızım? Hiçbir şeye aldırmamaya var mısın? Acı çekmeye, rezil kepaze olmaya var mısın?”    “Varım baba.”    “Tekrar soruyorum; sen sahiden aşık mısın kızım?”    Bu daha da hayran bakarak tekrarlamıştı cevabını: “Aşığım baba.”    “Aşk aklın hesaplarına takıl...