Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Andrey VOZNESENSKİ etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Selam Oza

XIV Selam Oza, evde, geceleyin Ya da uzakta bir yerde, neresi olursa olsun, havlarken köpekler,yalarken kendi göz yaşlarını Senin soluğundur duyduğum ses. Selam Oza! Nasıl bilebilirdim, sinik ve gülünç Bir kişi gibi, ürkerek giren bir göle, Gerçekte korku olduğunu aşkın, söyle? Selam Oza! Ne korkunç, bir başına düşünmek şimdi seni? Daha da korkunç,bir başına değilsen oysa: Şeytan öylesine doyumsuz bir güzellik vermiş ki sana. Selam Oza! Ey - insanlar, lokomotifler, mikroplar Gerin kanatlarınızı elinizden geldiğince ona. Harcatmam onun, dokundurtmam kılına. Selam Oza! Yaşam bir bitki değilse aslında, Neden dilimliyor, parçalıyor insanlar onu Selam Oza! Ne acı bu denli geç rastlamak sana Ve böylesine erken ayrı kalmak sonunda. Karşıtlar getiriliyor bir araya Bırak çekeyim kahrını ve acını kendime Çünkü acılı kutbuyum mıknatısın ben, Sense sevinçli. Dilerim sonuna dek kalırsın öyle. Dilerim hiç bilmezsin ne denli hüzünlüyüm. İnan, kendimle üzmeyeceğim s...

Gel Zoya

Gel Zoya, açıkça konuşalım seninle Yollarımız ayrılacak nerdeyse; Farklı yollara uzamasın yollar bir, İnan, sonun başlangıcı geldi demektir. Anımsar mısın Dubna'yı, ak kundaklar içinde, Anımsar mısın, hani piyano çalıyordun sen Anımsar mısın, birden başını çevirmiştin klavyeden Nasıl da bomboştu, yüzün, ne denli beyaz Bir şey öylesine yitmişti ki yüzünde Bir şey, artık kimseler yerine koyamaz. Çok şeyler gördüm geçirdim: yağmurlar, gökkuşakları Ufuklar kararırdı geçerken adım Ve dostlar bana ihanetten nasıl da zevk alırdı Ben bile bıkmış usanmıştım kendimden Ama tüm bunlara karşın sen hep sen kaldın. Anımsar mısın son şiir okuyuşunu, elveda der gibi? Aşağılar, bağırırken onlar, sendin koşup gelen yanıma; Eğer varsam bugün, ne derlerse desinler bana, Gönül borcum da sensin, yüzkaram da Acılar bir yalaz gibi sardığında gövdemi, Bir suya atlar gibi daldım Riga'ya, Dibindeyken suyun, soluğunla yaşattın beni, İnce bir başak sapından, sapsarı, saçların gibi....

İlk Buz

Telefon kulübesinde titriyor bir kız Büyük mantosunun içine gizlemiş Gözyaşlarının dudak boyasına Karıştığı yüzünü. İncecik avuçlarına hohluyor Parmakları buz tutmuş. Bir başına dönecek evine Buzlu sokaklarda. İlk buz. Buzun ilk tutuşudur. Telefon cümlelerinin ilk buzu. Donmuş yaşlar parlıyor yanaklarında Gönül kırıklığının ilk buzları. Andrey Voznesenski

Oza

neden çekip gitmiyoruz kıyılara sıkıntılı yorgun ve bitkin bir gece yarısı tam çekilme vakti denizin tuttum yaratıcılığı övdüm, oza'dan sözettim dostlarıma birden bir kuzgun belirdi, kesti yarıda sözümü çakmak çakmaktı gözleri ve korkunç kara dedi kuzgun: "kim ipler be bunları!" "ey kuş!" diye bağırdım "inan yıkıyor beni senin bir insan yerine kuş olman.. katılsaydın bu mutlu işte bize katılsaydın ikiye bölmeye yeryüzünü" dedi kuzgun: "kim ipler be bunları!" "neler olmazdın düşün bir kez, büyük akıl hocası deneyci ve makinaların tanrısı tunç içinde yaşardın ey büyük yaratıcı gözbebeği dünyanın, düşün bu yüce şansı" dedi kuzgun: "kim ipler be bunları!" "dev makinalar yapardın kurardın demokrasiyi ne güzel işlerdi ya hani kurtarırdın gereksiz kral ve kraliçelerden dünyayı yok edip o fosilleri" dedi kuzgun: "kim ipler be bunları!" "ya da bir gün," dedim "uzakla...