Attığım taş vurduğum kuşa değmiyor be hafız Islağın en kırmızısında boğuluyorum, yaprakta şebnem Gözlerimi değdiriyorum, nem kalbime iyi gelmiyor Sanırım ayın etkisi altında kaldım, aşk çok münhem!.. Gömülürken ‘kroşelerle uyusun’ denilen ölü bir boksör gibiyim Eskiden kalbime yıktıklarım, şimdi mezarımda tepinmekte Şuh küfürler taşımı döndürdü, müsait yerde dirilebilir miyim Zamanında sindiremediğim haram sevdalar oturmuş mideme!.. Cami çıkışı aşure dağıtan amcalar, dünyayı yönetse, ne güzel Ne âlâ olurdu moda dergilerini ateşe verecek güzeller olsa Bizi o ateşe atmak yerine ateşe çay koysalar ve kestane Ben sonra ölürüm yine, acelesi mi var, kaçacak değiliz ya!.. Nefsani şarkılar birleştiremiyor gönlümün dağılan hiçbir zerresini Aşk, ardarda patlayan mısır olmuş, kolesterolden can almakta Bir de bakmışım ki unutmuşum ezberlediğim bütün molotof tariflerini İsyan kaldıracak hâl kalmamış ne saçlarımda, ne de yağmurlarımda… Burak Uzun
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"