Susanna Bombal'a Hicret’in ardında beş yüz yıl. İran kendi minarelerinden çöl mızraklarının saldırısını seyretti, Nişapurlu Attar da bir güle baktı sessiz sözcükler söyleyerek dua eden biri değil de, düşünen biri gibi: “Kırılgan küren elimde. Ve zaman büküyor ikimizi de, biz farkında olmadan, bu akşam saatinde, unutulmuş bir bahçede. Senin tüy gibi gövden havada nem içinde. Kokunun yoğun ve sürekli yayılışı yaşlı ve yıpranan yüzüme yükseliyor. Ama ben seni bir düşün katmanları arasında ya da bu bahçede bir sabah görmüş olan o çocuktan çok daha uzun bir zamandan beri tanıyorum. Güneşin beyazlığı senin olabilir, ayın yaldızı ya da zafer kazanmış kılıçtaki kurumuş kırmızı kan lekesi de. Ben körüm, bir şey de bilmiyorum. Ama gidilecek daha çok yol olduğunu ve her şeyin eşyanın sonsuzluğu olduğunu görüyorum. Sen müziksin, ırmaklar, gökler, saraylar, meleklersin, Ey sınırsız, gizdeş sonsuz gül, sonunda Tanrının benim ölü gözlerime göstereceği. Jorge Luis Borges Sonsuz Gül
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"