Buraya kadardı dostum güçlüklerle dolu yolumuz. Anlaşılır bir dil var artık, gerektiğinde her şeyi açık edecek. Kalplerimizi birbirine bağlayan cansız iplik koptu, ellerimizi birbirine çeken sıcaklık soğudu, bıraktığımız yerde bulamıyoruz açık havayı, karşı tepede hızla gözden kaybolan esenlik, sırlarımızı altın gibi parlayan uzaklara götürdü. Sırlarımızla aramızda tanıdık bir mesafe oldu, dilerim kanlarımızla dolmaz bu ayrılık. Parlamaz başka hiçbir özelliği olmayan kanımız yakıcı güneşin altında. Parlamaz başka hiçbir özelliği olmayan kanımız dondurucu soğuğun altında. Yalnızca sabahleyin duyulan güç yeterli oluyor konuşmaya, aydınlığa benziyor ama tam aydınlık değil sıcaklığa benziyor ama tam sıcaklık değil mutluluğa benziyor ama tam mutluluk değil. Biz ne yapacağız bundan böyle sürekli ve karşılıklı geçip gittiğimiz. Buraya kadar gelebildik. Bu yeni havayı bulduk. Açtık ağrıyan göğsümüzü biraz olsun iyileşelim, diye Bir şey yok! Yok bir ş...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"