Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Anatole France etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Her sabah ezanında duamdı Tanrı’ya/ onu içimden sök al, huzur ver yerine/ her gece geri aldım duamı/ dayanamam o boşluğa, huzur dediğim ne

Anatole France’la Unutulamayanlar Kadim şehri kucaklayan camilerin kuşattığı bir meydanda yaşlanan çınarların altında mırıl mırıl konuşuyorduk. Titrek yaprakların kızıl taş duvarlara yansıyan gölge oyunlarını seyrederken işittiğim boğuk sesten memnundum. Odunkömürüyle yanan tütünü içime çektiğimde gündelik sıkıntılar nargile şişesinin içinde bir süre fokurdadıktan sonra dudaklarımın arasından, burnumdan yavaşça çıkıp bir daha hiç gelmemek üzere bedenimden, zihnimden uzaklaşıyordu. Kalabalığın uğultusuna rağmen hırçın ruhum da uysallaşmıştı sanki. Üzerinde oturduğumuz gülünç tahtlar beni hem eğlendiriyor hem de garip bir güven hissi veriyordu. Arada hortumların uzantısındaki uzun ince gövdeleri kucağımıza koyup hayatı zorlayan dertlere karşı dervişçe susuyorduk. Bir an hayat hep öyle kadife gibi yumuşacık olsun, kendiliğinden akıp gitsin istedim. Serince bir bahar esintisi, samimi sohbetiyle sağlam tutan bir dost ve derin fokurtulara eşlik eden düşünceler… Arada tahtımıza uğrayan...