Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kenan Çağan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

karşılaşalım derim yeni baştan: kimseyi almadan araya

inandık ve aldandık! aldanmaktaki kekre tat hayatın tadıydı a n l a d ı k .... *** tedbirsizdik ve iyi ki tedbirsizdik yağmuru ve geceyi sokakta karşılar bu serencam bir ömre sığacak sanırdık *** en azından kaybımızı bilsek tekrardan yönümüzü belirlesek yola düşsek *** denklerimizi toplayalım eşlerimizi sürülerimizi fırtına kopmadan sur üflenmeden bu belalı vadiden geçelim *** zamansız ölüm yoktur amenna ama bir başka babda her erkek zamansız ölür illa *** 3. ve tanrım söze sonradan girmeyeceğim ilk konuşup son sözü söyleyeceğim gencölüm yeğdir yaşam sarasına tutulmaktan *** mendilimde gizli o ağır yarayla yürüyeceğim ardıma bakarsam yenilgim olsun gözlerine inemezsem yenilgim *** istedik mi sahiden *** insan yalnızdır. insan ne çok yalnızdır *** tanrı elimden tutunca kaybım azalıyor *** sebep olsa da olur olmasa da yeniden yazıldığımda aşka yenileceksem işte her dilden yazıyla yeniden yazıldım aşktı...

Leşker

mezar toprağını çizmekte bir otomobil galoşları giyinip bir evhamın hijyenli saatleri ziyaret edilmekte bir de hatırlatmak gerekmekte soytarıdan devlet olmaz hiçbir devlet ebed müddet olmaz misal evladı fatihan bir leşkerin istilasında korkular içinde leş serkeşlerin kıyamında hemcinsine eş isteyince hep daha fazlasını; cennetin krallığını ve kendi karanlığına kıvrılan bilgeliğini toprağın huyunu gecenin geçkinliğini ya da itiraf edince bir savaştan döner gibi kazanmanın ya da kaybetmenin hali değil bitirmiş olmanın iki dirhem bir çekirdek olmanın kalbiyle yaralarına daha sonra dönüp bakmanın burada ilmi siyaset gterekmiyor burada hesaplar tükeniyor demenin demem o ki hayat asla taviz vermiyor , bak bu sana dair olsun ama önce seninle kimliğinle kişiliğinle itirazın olmaz umarım öyle başlayalım bence bir kadının eğrisi olmaz mesela varsa hatları ya da bir adamın eskisi illa gerekiyorsa eksiği bir adamın eksiği mesela hep karanlıkta açması kendini ve ...

Kısa Anlar İçin Uzak Şarkılar

... onları bakır bakraçlıları kıyısına küsmüş denizleri hadi söyleyelim onları hiçbiri değil sözümüzün muhatabı seken taşın kara bahtlıları esasında yoktular konu değildiler hatırlanacak ya da özlenecek değildiler onları diyorum o koyu sofuları o efkarlı bahtiyarları geçtim artık anlatacak değilim çünkü kimselere gözükmeden kaybolmanın sırrını çekemez kendi gölgesindeki hiçbir ince dal Kenan Çağan

Ölü Diller Arşivi

... yaşlanmak hatıra denizinde boğulmaktır üzerine alma sen zaten ne zaman senin için konuşsam senden kendime doğru bir kuruma nöbeti ikimiz de geciktik kalktı bütün vapurlar ülker yıldızı kayboldu iyisi mi kendimizden vazgeçelim çok sofistike değilse kahpelikten o uzun cemselerden şiddetten bahsedelim vatandaşın ekmeksiz gözlerinden kabul etmesen de olur öneri deyip geç zaten toplamda insan bir ömür körlüktür önerileri önermeleri görmemektir algısına yandığım dünya körün küllüğünde tüten ince bir dumandır o da varsa Kenan Çağan Ölü Diller Arşivi / Hece

mecazlar üzerine bir hikaye denemesi

nakkaştır ter döken narıma nara sarkıtıp vuruldum yangınıma konağım diye kat kat derine nam salan kuyulara indim ve cumbalarına tüneyip çağıltılı nargile ırmaklarına kandım telvesiyle alev alev yanan boğazımda bad-ı saba mıydı herkeste sır olsun diye payettiğim yalnızlığım yalnızdım. içe doğu bir burguyla bungun sabahların meltemini taşıdım yüksünüp nar çiçeklerine içlendiğim münhaldi. zira hüzünler içinde bin haldim. yazgım tereddütler ve terler içinde uyanmaktı mevsime rüyaları çözmek değil rüyada ölmekti bütün hevesim and içip ömrümün çürüyen yerlerinde yeşerecek her şeye ömrümden çalıp yüreğimde yer açtım o yüzden artık büsbütün umarsız ve yersizim evet hâlâ bir nehir ve bir yıldız saklı tutuyorum kendim için bir nehir ve bir yıldız hâlâ bir tutamak nedir bilemezsem ölüm endişesi nasıl silinir ve nasıl başlar ölüm neşesi sorularım. içimde uluyan köpeklerim ağular içinde kalsın teniniz ben bir yaprağın sırtında bir nehre düştüm yankılandım bir yılkı ata bin...

Ömrüm Seni

bir kadınla bir adam arasında tutuşuyor deniz mumlar büyülü sözler camdan toplar yetmiyor ve bir kadınla bir adam arasında sıkışıyor hayat ölü canlar kurumuş dallar ve vurulmuş atlar yenileniyor,kan ve yürek de yenileniyor bazilakası durgun sular akşamına gömülüyor ne bir adam bir kadını gözlerinden yaralıyor ne bir kadının dudakları kana rengini veriyor insan döndüğü yollardan topluyor yaralarını döndüğüm yollar ne çok acı veriyor anılarımı sokak çocuklarına ve karda kalmış kuşlara dağıtıyorum,köpek ulumaları korkutmuyor ve ben artık çardakta donup kalmıyorum elim boş dönmüyor gökten en çokta sihrin doluşuyor gözlerime en çok nasırlı ellerin hadi desem mahallenin bütün çocukları yağmur suyu gibi akacaklar kırk odalı konaklardan hadi desem ihtiyarlar haminneler kendi tabutlarını taşıyacaklar öldükten sonra el yazması bir kitap gibi dokunaklı kalaçağım naftalin kokusuyla ahşap bir sandukada sen seslendikçe ben akaçağım ömrüm uzayacak ve serpilecek çengilerin ...

ilham yiter ve solar gül

ilham yiter ve solar gül; kalp su alan bir sandaldır işte.. ne kadar görkemli de olsa bir yanardağ olur ten; hüzne ve aşka mütercim.. beni yollara düşmekten alıkoyacak nedir; bana bir yanardağa dönüşen arzuyu tercüme edecek kim? Kenan Çağan