Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Hasan Varol etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sevdiklerim Erken Dönmeli Erken

Bu sabah erken çıktım sokağa Turnaların sesiyle birlikte Uğurladım sevdiklerimi Daha ışımamıştı gökyüzü çok vardı sabaha Yetiştiremiyoruz eğitim çalışmalarımız aksıyor Elbet düzelecek yavaş yavaş düzelecek Uyku girmiyor gözlerime Daha kapatmadım gözlerimi Bilmem kaç kez yargılayacağım kendimi Daha çok var sabaha. Yaşının duyarlığını taşımakta kardeşim Her kararında taşkın öfkeli İvecen davranmak güzel şeydir de Paha biçilmez alışkanlıklara varmak lâzım. Kardeşim hep ivecen her kararında ivecen Yetiştiremiyoruz eğitim çalışmalarımız aksıyor Biraz daha ustalaşıyor biçimleniyoruz. Ah şu telâşımız elimiz dolaşıyor Elimizi çabuk tutamıyoruz Akıyor akıyor da durulamıyoruz. On altı on yedi yaşlarında tutkun Bir sevdayla parmaklarımız terleye terleye Kalemde aşkta çok çok susamışça Okuyoruz dinleniyoruz dünyayı anlama anlatma Arada bir sokakta gezinmeye taşan dalgınlığımız Ah şu ...

Şiir Portakal Hasan Varol

Metin Altıok’un bir uyarısı var ki, bunu söylemeden geçemeyeceğim: “Şurası unutulmamalıdır ki hiçbir şiir salt imgeden ibaret değildir. Çünkü şiirin soluk alması gereklidir. Salt imgeye dayalı şiir tıkız bir şiir olur. Daha doğrusu şiir olmaktan çıkar. (…) İyi şiirde imge şiire kan pompalayan ve sonra yine kanla dolan yürek gibidir. Eğer imgeyle sözcükler arasında böyle bir dolaşım sağlanmazsa imge de şiir de değerini ve yaşamını yitirebilir.” agy s 16 Kendini tekrar okutan bir dize, bir şiir görevini yapmış demektir. *** Cahit Kerse anlatıyor: "Şiir yazmasına izin vermesi için ustası Halaf al-Ahmar'a başvuran Abu Nuwâs (VIII. yy.) ondan şu yanıtı almış: "Bin eski şiiri ezbere öğrendiğin zaman şiir yazmana izin vereceğim." Abu Nuwâs bir süre ortalıktan çekilmiş, sonra gelip ustasına istediği sayıda şiir ezberlediğini bildirmiş. Ustası çırağının ezberlediği şiirleri birkaç gün dinlemiş. Ezbere okuma işi bitince Abu Nuwâs isteğini tekrarlamış. Bunun üzerine Halaf ö...

Yeşil Aşk

Oyuna kalkıp gelmiş çocukların hevesiyle Bizi anlatacak klavuz kelimeler bulmalıyım Ben yaştakileri kardeşlerimi anlatacak Yorulmamış bahar azgını aşkımızı anlatacak Aşkımız huysuz kelimelerle anlatılabilir. Bir dal ısırganotu takacağım göğsüme Neden anlatamadık bu aşkı biz Ben şiirimle anlatamadım Mayhoş ekşimeklerini çocukluğumun yeşil aşkını Bu aşk yorgun terli kelimelerle anlatılabilir. Anamı anışım yurdumu anışım bir aşk bende Irmaklarda terleyen köpükler aşk olabilir mi Artık anlatacaklarımdan tedirginim burada Su başlarında yarpuzlar yolarken Tıp tıp ediyor ürkek kalbim. Aşk seni anlatmaya çıktım yola Uykulara elveda şiire elveda İlk niyetimsin Bulutlarda yolculuk ederim Terli kelimelerdir yüküm Zakkumlar pembesi Çiğdemler kahvesi Ak ak sarılar içinde Karlı dağ nergisiyim. Hasan Varol

Tek Başına Ağaç

Ne çok anlatacaklarım var Oysa ben yalnızım Bu dünyada. Hasretim, ama kavuşamam Dallarımı uzatacak yok bir dal. Aynı yağmur altında ıslanacak Çiçeği açmış birini Arıyorum. Kuğu beyazı düş gibi kızlar geçiyor… Ozan, kendini Karacoğlan mı sandın! Hasan Varol

Çam Kozalağı

Tohumların içinde saklı Yumukça Sıkılısın Açılınca Petek gibi Kızarmıştır balın Sal sal tohumları Vakti gelince Sal tohumları toprağa Çoğal Çoğalırsın Kuruyunca dalından İnmelisin Sincapların Sevmesi için seni Önce yeşilsin Büyürken çam yeşili Biraz da çayıra benzersin Sonra sonra kahverengi Kozalak rengi Gözlerimsin. Hasan Varol/Çiçek Atlasım