Geçmiş... O şimdi gölge iken şimdi canlı bir Varlık olan; o şimdi ölen, şimdi canlanan Varlık; evet o dalga, o girdabı anmanın İnsan için nedir?.. Evet insan ki doğmadan Ölmekle uğraşır, ve bu kör bahta katlanır, Geçmişte durmasında gerek var mıdır?.. Hayır. Ölmek hayatı tazelemektir: Biz ölmesek Düşler ölür; hayat düşünen insanoğlunun Olgunluğuyla bir tüm o... Her birleşik fikir Bir sarsıdır, onunla kımıldar bu toplumun Sonsuz atomları, uyuyan parçacıkları; Dünyamızın. özetle, fikirdir düzencisi. Geçmişte kabil olsa duruş, saplanış, kalış, Yarın nasıl hayal edilir?.. Aklı mahveden Durgunluğun usancı ile tıknefes, susuk, Ancak bir ot misali biten, hep pinekleyen, Bitkin, bunak, pırıltılı, solgun suratlı bir Varlık... Bu işte arda kalan geçmişin yüzü. Geçmiş, o bir eğitmen, o bir pir, o bir baba, Halin tutup sinirli elinden, sabırlı, ağır, Bir ufka doğru yedmeli... Gelecek şafak dolu Bir saklı gök ki bolluğa aydın beşik; o gök, Fikrin kanatlar açtığı bir gök bilinmeli; Gelecek ...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"