Fabrika. Üstünde duman tüten bulutları. İnsanlar -cahil yaşam -zor, sıkıcı. Maskesi ve boyalı yüzüyle yaşam, hırlar vahşi bir köpek gibi. Bıkmadan dövüşmelisin güçlü, ısrarlı olmalısın. Çekmelisin açlığın öfkeli hayvanının dişlerinden bir kabuk ekmeği. Uzak değil bahar meltemi taşlar, tarlalar, güneşin çağrısı... Göklere yaslanan ağaçların fabrika duvarında gölgeleri. Nasıl yabancı, nasıl unutulmuş öylesine garip gelir bize şimdi o tarlalar. Onlar atmışlar çöplüğe mavi gökleri ve düşlerini. Haykırmalısın, makinelerin gürültüsünü aşıp geçmeli senin sözcüklerin, Aşıp geçmeli meydanları, bomboşluğu. Ben haykırdım yıllarca sonsuzca... Bir araya topladım herkesi: Fabrika makineler ve insan o en uzak karanlık köşede olanı. Sen fabrika sen sessizce bizi körelten dumanla ve kurumla üst üste kibir içinde! Sen öğrettin bize mücadeleyi. Getireceğiz güneşi indireceğiz yere. Öylesine yorgunlukla kararmış yüzler senin zulmünün, acının altında. Fakat ...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"