billûr bir söğüt, bir su kavağı, yelin büktüğü yüksek bir fıskiye, iyi dikilmiş bir ağaç, ama oynayan, çukurlaşan bir ırmağın ilerleyişi, uzanan, gerileyen, çevrilen ve yetişen boyuna: usul bir gidişi yıldızın ya da evinçsiz ilkyazın, göz kapakları kapanmış su öngörülerle kaynaşan bütün gece, hep birlikte çalkalanan var oluş, dalga dalga örtünceye dek her şeyi, alacakaranlıksız, yeşil egemenlik, göz kamaştırmasınca kanatların geniş göğe açıldıklarında, gelecek günlerin çalılıkları arasında bir ilerleyiş ve uğursuz patlayışı felaketin tıpkı kuş gibi taşlaştıran ormanı ötüşüyle ve nerdeyse gelecek mutluluklar arasında. yok olan dalların, kuşlarca, gagalanan ışık saatleri şimdiden, parmaklar arasından kaçıp giden yoralar, bir var oluş beklenmedik bir şarkı gibi, şakıyan yel gibi yangında, asılı tutan bir bakış dünyayı dağlarıyla denizleriyle, bir akikten süzülen ışığın cismi, ışığın bacakları, ışığın karnı, koylar, güneşsel kaya, renkli cismi bulutun, sıçrayan hızlı günün rengi saat parıl...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"