Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Hüseyin Akın etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Buradan Bakınca Gökyüzü

(I) az şey değil bir kızı bir babadan çekip almak bir konup bir havalanmış diye tam tepesinden gökyüzü şarkıya tam başlamışken, uzaktan, ama çok uzaktan kanat çırpar gibi geçerken bir ölünün düşürdüğü çığlık sakin bir liman arıyor herkes, yeter ki terlemesin diye bir el bir avuçta, geriye doğru yazılmış mektupları anarak yani ölsek te yaşıyoruz, bir bu üstesinden gelemediğimiz bir de karıştırmadan geçmek köprüleri birbirine az şey değil üst üste aynı uykuyu uyumak üstelik daha dün gibi geliyor bana dalından bir meyve düşeli hepte elma kurtuluyor şehvetin kısık ateşinde üşenmeden günde kaç rekat pazara dönüp en olgun yerini hayat bu ya, hangi aynada dursak bizden biri iniyor alçalıp yükselen bir ovaya doğru sürüp giydiklerini (II) bizden biri inliyor tam topuğundan kendini zamana kaptırmış soluk soluğa atlara dinmiyor bir acıya doğru kurulmuş cümlelerin sızısı dinmiyor kanla karışık yağmur aslında başka çaresi yok, yaşanacak / günlerin önüne atmalıyız kendimizi ...

Birçok

Altını üstüne getirdim de dünyanın İplikte iğneyi kaçırdım, iğnede ipi Dediler ki, tabiri caiz değildir, zinhar Arama boşuna samanı samanlıkta Orada bulduğunu burada kaybetmek var. Karış karış gezdim de dünyayı köşe bucak Varamadım içimde heves denen kuşa Tam o anda üstünü parçalamış bir kibir Bağlacını arıyor nasipsiz karanlıkta Herkes yerli yerinde, yerinde değil tâbir. Niye geldik dünyaya? Damatlık beğenmeye. Bir esneme esnedik, açtı kepenklerini Burdayken cümle âlem poz çalalım felekten Alıştık nasıl olsa dünya ile dönmeye Aya tempo tutalım, kırılalım ölmekten. Biz dünyaya ‘dün’ dedik, teşbihte hata yaptık Selam verip sağ yana, durmadan geçecektik Gecelerin sırrını gündüzlere anlattık Ne çok bir var dünyada bilmiyor birçokları Düşmeseydik yukardan ‘bir’de birleşecektik Rakam’la 1 rezidans, yazı ile bir kabir Bir tarafı dünyaya, bir taraf şehre küstü Şafak sayıp duruyor gecekonduda gece Hayat daracık sokak, ömür cadde-i kebir Bu berzahta ey şair, bir sen ...