Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Hüseyin Cahit etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Evimize Gidelim

                 “Beni bana gösterecek aynamdı, almışlar”                                      Behçet Necatigil’in anısına Gözümde tüttüğünüz bir akşamüstü sezinledim Yaz dönemi, hüzün kana karışmadan önce: - anılar derin ve dar - Düşlerimi okşardı mine gözlü bir gece Çocukluğun soy adı, - evimize gidelim. Aşklar, şairlerin yazdığı, beslediği evlerin Avlusunda dilsiz mercanların seviştiği - kollar nasıl da uzar - Çok eskiden seninle – bağışlayın yüreğimi Boş bakışlardan daraldı, evimize gidelim. Göğsünüzde nilüferler ürperir elimi sürsem Elveda yuvasız anka, çiçeksiz bahçe, anısız şiir - serin göğüslü mezar - Hangi hırkayı bürünsek ısınmaz gözlerimiz Gündüzler mi kısaldı, evimize gidelim, İlk evler, ilk evlilikler albümü, kırgınlıklar... En çok kimi tükettikse, en çok kimi aradıksa - dar çağlarda döndü zar - Sırça gençliğimiz...

Dize Antolojisi

kimsenin yağmuru değmiyor ötekinin kalbine Çiğdem Sezer Bir bahçe bir akşamüstüyle çıkıyor İlhan Berk aşk emilip unutulmuş bir anne memesiyken tutalım yüzümüzde o gölgeli anlamı Cem Uzungüneş Öptün sen durmadan ben dinlendim dudaklarını… Serap Erdoğan içime döndüm yine seni severek kullandım çarşı iznimi Selim Temo Taşın sabrı ruhun suyuyla büyüttün beni bundandır her gittiğimde aklımda kalmak fikri Birhan Keskin Utandı yorgunluktan alçalan kuşu vuran avcı Tahir Abacı Ayna olsam size çok kırılırdım Haydar Ergülen Akıtarak sesini bana doğru / su’yun hallerini soruyorsun Ruşen Hakkı Cam ve hayat, içi dışı sinema bir cep aynası belki Hüseyin Alemdar Göğün ipini tutmuş koşuyor çocuk Savura savura denizi, al yeşil mor, kıyı boyunca. Sait Maden ateşte yanmayan semender, adı olmayan yalnızlıktım Ahmet Uysal sözcüklerdir asıl iç çamaşırları aşk denen giysilerin altına gizlenen küçük İskender hayat beni gözyaşımdan öpüyor Betül Tarıman söz diri s...

Beyler Bağışlar

…………………………-Türkçe’nin bütün Bey’lerinin şerefine…- Esirgeyen ve bağışlayan Bey’lerin aşkına Kıyısız yaşamları kanatlarınızla alkışlayın Gökyüzü şiir ömürlü çınarlara el verirken Yeryüzünü cinayetsiz gecelere bağışlayın. Dalga dalga açılan ipek albümdeki sevdalı yüzleri Unutmayın, bir de Kars’ı, bir de kuş seslerini Üstü kalsın, her dudak izinin kadehlerde/mendillerde Ne demiş uçurumda açan çiçek: Beni Cemal Bey’e bağışlayın. Nerde bir gün, bir çift Rosenberg havalansa Anı’sıyla Melih Bey’in apansız kederlenin Rakı için, karanfil saçın, Telefon’un öbür ucundaki Oktay Bey’i San Markolu Güvercin’e bağışlayın. Bir hikmeti varsa soluduğunuz kirli çağın Düş gününüzü de emek harcıyla yaşayın Anımsayın Nâzım Bey’i her alacakaranlıkta Onurunuzu soğuk bir kelepçeye bağışlayın. Ahmed Bey saçlarına kan gülleri takmış demleniyor Kendi köklerini sevsin diye suladığınız çiçekler Kore dağlarında paslanan tabakanın hatırı için Son bir tutam tütününüzü Enver Bey’e bağışlayın. ...

San'a Gazel

Eylül güz’eldi.. ekim ıs’landı.. san ki, sancım ıs’sız bir buluta ağdı, cân gölgesi san’dım. Rûhum kılpayı tutundu kuğusuz boynuna, Leda’nın dili tutuldu, söylen’di.. san’dım. Hangi sevdâ hangi dağın depreminde gömülü, bilmem.. ‘siyah anlar’, anlar beni, sandım. Sanrım anladı beni.. titreyen dil deryasının kalbine düştü göztaşım, tûfan dindi.. san’dım. Hep uzak kal, büyüsün Kâf dağım, kanatlarınla ömrümün cân küresi büyülendi.. san’dım. Dün silindi.. Gün rüyâda şimdi.. Aslolan yarın… ‘arzu çağı’ hakîkatmiş, ten hayâlî sandım. Kırma sırçamı Cemşîd, serâbdan göz gözü görmüyor.. kır kalemi.. söz tükendi.. san’dım. Hüseyin Cahit (MorTaka, 13, Kış 2009)

BA‘ğlaç

………………Birhan Keskin’e ‘Ba’ için remiks Ben seninle uzun bir araf yaşadım, O günden bir yağmur çiçeği, önümde duruyor. Adını bilmiyordum sonra öğrendim. Kuru nehir, kadim ağrı seyiriyor arada, Tel tel çözülüyor içimdeki pamuk. Poplinlere sar beni, pazenlere! Duran bir şey var bende, ağaç gibi. Aşk ayaklandırmıştı bir kere… Narın içinde canım niye kanıyor? Kış odasında camda buğu şimdi nefesim, Balı içinde kurumuş bir heves gibi Bir kez hatıra ettim aşkı, bir daha etmem. Puslu ve sarı bir çin sabahı gibiyim bazen Savanda, sararmış kuru otlar arasında Kanatlarım çok oldu üşüyor benim. Dünyanın bir yerinde, burada Bir kadın, benden biraz küçük, Üstümdeki sessiz örtüye yağıyor. Sana vardığımda ağlamam bundan, O en “bir” ve “tam” olana yürümek. Yetmez mi ikimize bir sağanak. Bırak sökük kalsın rüzgâr, bu zırdeli düşün içinde Bir küçük iyiliktir aşk Kesitinde kristal bir ışık ağlasın, bırak. Issızlık bilgisiyim ben, sessizlik bilgisi Bu narı daha fazla taş...

Simge Kadınlar

 – Ben Sacide, İlk Aşkınız…. Bunu siz istediniz, gam yükünü yele verdi yüreğim Bahçenizden özenle ayırdım ayrık günlerimi Sancılarınıza giyotin kesildim, dirildiniz Beni unutmalarınıza bengisu verdim, güreldiniz Ben mineli akşam yeli Gel git zaman renk bezedim çorak toprağınıza Öpülmemiş kollarımda çarmıh hasreti Belleğimde eski aşklarım, telörgülerim. Kıyısız düşlerimi sizden miras bildim Yeni akıntılara kapıldım dudağımın tuzuyla Titredim uçurum bakışınızdan eksildim Yüreğimi kanatmadan önce kaktüsleriniz Serap düşkünüydüm ben kendi çölümde Ben mineli bahar seli Şimdi ipince yaz yağmurundan incinirim. Kırılgan heveslerim, eksik aşklarım benim Hâlâ göğüs kafesimde gizemli putlarınız Şirin dertlerinize derman oldum, şimdi devran Değişti, odalar gitgide dar, sokaklar rüzgâr Ben mineli hüzzam dili Akdeniz’le bir kırlangıç ömrü söyleşemedim. Üzgünüm, sizi hoyrat bir yüzyılda yitirdim Çözümsüz saç örgülerim tel tel paslanırken Kendime kuşbakışı serin bir ...

Simge Kadınlar – Ben Bengisu, İlk Düşünüz

………………………………….“Sesin nerde kaldı? kar içindesin!” Akarsuyun serin sevincini duydum, İlk aşkın kalbine aktı çocukluğum: Belleğimde ürperen kar çiçekleri… Islak saçlarının yıldızlı seheri İçinde daha dün kara duygulardan Hevesle ayrılmışım seninle, zaman Gözlerinde demlenerek uyanacak Sıtma sancılarla birazdan, berrak Köpüklerimizi uçuralım diye Karmeleklerin beyaz sessizliğine. Sesin nerde kaldı? Sen sustukça gün, Konuştukça kış uzuyor, ince yüzün Minelerini açıyor bir bir yaza. Başucumuzda dinlenen ak kiraza… Göçmen kuşlarınla sen, yarın yeniden Gümüş tenli yapraklar topla göğsünden. Aşk, üşüyen bir bulutun çocuğudur, Anılara mevsimsiz yağsa da olur. Akarsuyun derin sevincini duydum, Yosun tutmuş hüznümün uğultusuyum. Aylar döner, günler söner, gam kürelenir… Tanrım hâlâ saçını kumrala boyar, Hâlâ dudaklarında bengi şarkılar… Eski yazlar hâlâ üşür pencerelerde, Sözler uçar, yazılarla iner perde: Unutma kar sesini mavi küheylan, Uyanma al sıtmalı bengi rü...