Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kayhan Yükseler etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Dostumdu

2 Dostumdu. Dert endişe bilmedik birlikte, Onunla duygularımı, paramı paylaştım; Bir aylığına alır, bir yıl sonra verirdi de, Bunun için ona kesinlikle kızmazdım, Ondan farklı bir yanım yoktu benim de; Dertli olduğunda çenesi açılırdı nedense, Şen ve mutluyken görünmezdi kimseye. Sıkıntıdan hayallerini benimle sürekli Paylaşır, bana "sen" diye hitap ederdi; Meziyetlerimi başkaları gibi överdi o da Ve kadrilde sürekli ben olurdum karşısında. 3 O dostumdu. Böyle dostlar yok bugün... Sevgili Saşa, ruhun huzur bulsun orada! Yaban ellerin topraklarında uyusun, Belleğimin dilsiz mezarlığında. Dostluğumuz gibi, kimse dokunmasın. Öldün pek çokları gibi sessizce, Ama kararlılıkla. Gizemli bir düşünce Hâlâ dolaşmaktaydı senin başında, Gözlerini sonsuza dek kapadığında; Can vermeden önce söylediğin şeyi, Duyanlardan anlamadı bile bir tek kişi. 4 Bir selam mıydı o söz anayurduna, Adı mıydı geride kalan bir arkadaşın, Genç bir yaşama bir hsaret mi yoksa, Y...

Rabbin huzuruna çıkmaya hazırlanırken

Ölüyordum. Ne bir yakın, ne bir dost, Bir kez uğramamıştı bana... Boğucu gecelerin karanlığında korkuyla Hayatımı sık sık geçirirdim gözden, Rabbin huzuruna çıkmaya hazırlanırken ... Ben de öleceğim! - Ama mezarımın başında Bozkır rüzgârları ağıt yakacak yalnızca!... Mihail Yurgeviç Lermontov Çeviren: Kayhan Yükseler

İblis - Bir Doğu Öyküsü

I Cennetten kovulan iblis gamlı, Uçuyordu günahkâr dünyanın üstünde. Yaşadığı güzel günlerin anıları Bir bir canlandı gözlerinin önünde. Işıklı dünyasında Kerrubi gibi Işıl ışıl parladığı zamanlarda, Kuyruklu yıldızlar sürekli Tatlı gülüşler gönderirlerdi ona. Ve sonsuz dumanların arasından Öğrenme tutkusuyla yan yana Uçsuz bucaksız uzayda izlerdi Göçebe kervanını serpilen yıldızların. İnançla ve sevgiyle doluyken yüreği, O ilk şanslı Yaradan'ın Ne öfkeyi bilirdi, ne de kuşkuyu. Henüz örselememişti ruhunu Yılgın silsilesi yararsız yüzyılların. Çok güzel günler yaşamıştı, çoktu... Hepsini hatırlamaya dermanı yoktu. VIII Son kez dans ediyordu Tamara. Yazık ki şafağın aydınlığıyla Yaşlı Gudal'ın biricik kızını, Uçarı çocuğunu özgürlüğün Acılı yazgısı bekliyordu köleliğin. Yabancı bir ülkeydi bundan sonrası, Bir aile, şimdiye dek tanımadığı... Sık sık kederli, gizli kuşkularla Gölgeleniyordu ışıltılı çizgileri. Duruşu, tavrı öyle bir anlamla, Öyle...