Rüzgâr çürüdü, yelkenler fora! Kayıyor ılık, peltemsi sıvıda âteş gemisi ağır salınımlarla. Açtığı yarık, o mecâlsiz, hâre si yitmiş dalga, kapanıyor hemen ardında. Anla, izi kalmaz hiçbir yolculuğun buralarda. İskandil ulaşamıyor dibe. Kadim kalıntılara. Meçhûl metaller gibi uyuyor derinde, akkor arzular da. Kutbu yok, kıblesi yok, yıldızı yok! Nihayetsiz bir sefere çıkarken... Yol, nedir ki yolcudan başka? İşte teknem soğudu, saplanıyor pıhtı laşan sıvıya. Meğer böyle hız keser Miş her yol alış, bu ağdalı, bu yapış kan asırda. Tayfalar ki içli harflerdir, dalgın, karanlık bir unutuşa benzeyen maceramızda. Şiir, ey mutlu fosil. Yırtık hayal kalyonu. Süslü batık İliştirilir bir gün elbet asri hayat koleksiyonuna. Ne fayda? Dilim ki nicedir tenime ezâ! -Her şey o kadar apaçık ve satıhta! Vural Bahadır Bayrıl
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"