Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Betül Tarıman etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Irmak Su Ateş

uyandım, hüzündü... saçlarımı taradım, yoktun... gitsindi diyemedim. hüzündü, geceye takılmıştı biriktim dipsiz kuyulara ağladım. gitme, ateşime su ver. yitirilecek bir an bile yok... aşılacak tepe, yürünecek çöl... sararmış bir yaprak yalnızlığı var içimde. çaresizim, sarsılıp köpürmesi de ne bu göğün, saldırması camlara. korkuyorum. yaşam zaten yanlış. ıslak ve yakıcı. üstelik dünyanın lavları da kirli akıyor damlarıma. yüzümde tutuklanmış bir gün. yüzüm karanlık, paramparça beni duy, anla, neden bu diş ağrısı sonsuz öfke... kimseler bilsin istemiyorum. gizlediğim mevsimi. kanayan sesimi uçurumda. gözlerimde uçsuz bucaksız ırmaklar yıkanıyor. bu, son fırtına mı bilmiyorum. hangi dağ başı. geçit yok. ellerim seni arıyor. ellerin bitimsiz. ayrılığın vedası mı onlar? direniyorum. yaklaştıkça ırmağına kendime çıkıyor gittiğim yollar. gitme. bana bir şey söyle kimsenin bilmediği bir söz, bir giz... gitme. gitmek, biraz da kendini tüketmektir. yenilmektir, boşlu...

Çelişki

tehlikeye işarettir sınırda kalmak ağ örülüdür göğüm bakılınca parantezim ol kalbime ak gövdesinde üşüyen adam kardeşliğin uzun yakınıma dur bahçen geniş girebilirim doruklarım derindir yolcuyken zamanım bol ufkuma kan zarafetin sızdırıp serinliği içime ne bir sonum ne de başlangıç kükreyiş ol tenimi şaşırtan şaşırt korkunç sularımı taylar içimi deli koşuyor yarasalar koşuyor, kurbağalar aşka karşı duruyor evlilik resmi duvarda gerginlik hissi ya da gitme hakkımı kullanıyorum itiraz çocukluğumdur varlığını çelişkime sunan adam içimden dışıma bir dağ boşalıyor! Betül Tarıman

Kül ve Veda

Derinine indiğim kuyu gülümü em Çerçevenin tam ortasında yorgun bir atlı onlar hep bir söküğü dikerdiler Söküp yine dikerdiler Islaktılar, yaşlarına gömüp başlarını Derin koridorları yürümekle yorgun Ağlardılar, kederle birdiler Eski bir yolu yorardılar Bekçisiydiler evlerinin beklerdiler Sabahları ışıksız, geceyle esmer Havalandırır yine havalandırırdılar Bana öyle dokun öyle birik ki Nemlensin bastığım toprak Bir mabet gibi dikilsin karşıma aşk Aldığım nefes ol Aldığım nefes tenime ak Sayfama bahar gelsin Sayfama bahar gelmiş Dutluğa, sulara, çocukluğa Ben sayfamı hep sevdim Betül Tarıman -Kış Odaları 5-

Bir Neden Bulur Kalp Üzer İnsanı

I. dikkatimi dağıttığında kuşlar ben ona uyarım yürümek isterim yol bitmesin çünkü merhametli kokumu biliyor yıldız çekiyor bana gelip geçen buluttan bu gidişle göğü okumakla geçecek kış ben ona bulutlar alacağım o bana dualar gönderecek yaşamak bu diyeceğiz çevremizde birkaç insan bahçe göğü öğrenecek gıpta ettiği çünkü o beni dinlemeyi seviyor hiç bıkmaz hastalanmayayım ister kar örttüğünde üşüyen yerlerimi çünkü o elif’in türkçesi tersinden okusam bir melek kanatları yok bana masallar yazdıracak kendimi bulacağım bende seveceğim sevmediğim yerlerimi nedensiz belki kalp seğirmesi gibi güleceğiz keder gibi sözcüklere büyümek bu kadar ağrılı ve eskiyken taşacağız ayaklarımızı sarkıtarak kendimizden yörüngesinde ben durgun göller gibi sevineceğiz sınıfsız bir çağ düşlerken içimizde bir titreme var gibi yıllar düşleyerek bachmann okuyarak çevremizde onlarca gül bunlar hangi tarhın gülleridir bilinir ama hiçbiri biz değiliz gibi sınırları sileceğiz gözyaşları...