Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Hicabi Kırlangıç etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İsa çarmıhta boşuna öldü

Kalmak     -evet!- Ve kendi hüznünü       akşamları Terkedilmiş kuyulara bırakmak, Kendi acının feryadını  Fırtınanın kükreyişine             koyvermek,  Yerinde duramayan ruhunun inleyişini  Yağmurun gürültüsüne     katmak.   Kalmak          evet    kalmak  Seyre koyulmak       evet              seyre koyulmak  Yalanı:  Riyayı kimsenin gizlemediği şehirde  Ömür ne şâhâne geçiyor  Ve hemşehrilerimin sadâkati       yalnızca         bunda Ahmed Şâmlu Artık yer yok Kalbin hüzünle dolu Sıcak mavi rengini yitirdi senin göklerin.

Vuslat Dizeleri

I Kalemimin soluk mürekkebiyle başlıyorum yüreğimin ılık esintisiyle Gecelere eğilip ağlasam kim duyar titreyen nefesimi acıyı içimde eritsem mumlar kıskanır mı beni? Ellerini arıyorum böyle her yerde bizi yokluğumuzdan arıtan o saf ellerini acı, bir kanlı hançer yüreğimde büyüyor gürbüz bir çocuk gibi kaldığım yerden başlıyorum anlatmaya kalbimin en ücra yerindekini. Bütün duvarları yok sayarak yürüdüm aldırmadan gecenin karanlığına kalbim titriyor sevgilim sana geliyorum ben yalnız senin oluyorum yalnız senin sana adıyorum acılarımı ağlıyorum gözyaşım senin oluyor ben senin oluyorum gecenin sessizliğinde kalkıp adını kalbime yazıyorum. Bütün duvarları yok sayarak yürüdüm sana geliyorum putları kırarak ellerimle saklamıyorum varsın aksın gözyaşlarım görüyorsun sana geldim ağlasam da gülüyorum. Bir yağmur sıcacık bahar yağmuru durmuş çiçeğe dallar dağlar kıyama bizim için kabartıyor denizler sularını bütün aşklar kayboluyor ben sana dönüyorum aşk değil bu aşk değil uzanmış elimdir aşk ...

Kuğunun Ölümü

Bu güzel bir kuğunun ölümüdür Kuğu hoşça doğar güzelce ölür Ölüm gecesi tek başına konar suya Yalnız bir ırmak köşesinde ölür O köşede o kadar gazel okur ki Sonunda gazellerin içinde ölür Kimileri inanır ki bu çılgın kuş Nerede âşık olmuşsa orada ölür Bilmeden başka yerde ölmemek için Ölüm gecesi oraya koşar ve ölür Bir kuğunun ovada öldüğünü görmedim Diyelim ki inanmadım bir kuğu böyle ölür Bir gün suyun kucağından gelip Bir gece yine suyun koynunda ölür Sen benim denizimdin, aç kucağını Bu güzel kuğu ölmek istiyor Mehdî Hamîdî Şîrazî Çeviri: Hicabi Kırlangıç Meşrutiyetten Cumhuriyete İran Şiiri

Sahster Kıyılarında

Uzağım sılamdan -bir kuş nasıl uzaksa yuvasından Yiten ömrüm gibi bugünümdür şimdi unutulan Düşünceler ağırlaştırdı başımı, dudaklarım kapalı Gece bana, ben geceye söylüyorum söylenmeyecek sırları Söyleşecek bir şey yok kimseyle aramızda Sahster kıyılarında deniz ne söylüyor bana? Neden bana doğru geliyor dalgası denizin haşin? Neden yumruğunu savuruyor bana bu hecin? Ne yarar sağlayacak beni gamdan ayırmakla, Ne yapacak ki hüznüm denizin kaynağına? Ne ki bu soğuk dalgalı deniz iyice ısınmış işine Ellerini ovuşturuyor, coşkuyla vuruyor ayağını yere. Hayal gibi kaçıp gidiyor, uzak yollardan geliyor Bilinmez bir sır dalgalarıyla birlikte geçiyor. Dudaklarını aralayıp her an bir söz söylüyor üzgülü Onun sözleri yeniliyor benim eski üzüntümü. Eski gamlar altüst edince yüreğimi Yoruyor beynimi sıla, yar düşüncesi. Uzaktan okşayan denizin önüne Mutluluğu sürüyorum, bir olup konuğum hüzünle. Oturup soğumuş -ama acıyla yanan- alnım ile Yitip giden günlerimi ekliyorum birbi...

Yirmi Sekiz

ey ölüm daha da özel tut hikâyemi ki daha fazla ağrıtmayayım dostlarımın kulağını bütün gece boyunca iştiyaktan ağladım daha nasıl anlatayım karmakarışık halimi daha ne kadar hatmedeyim kendimi?                                                    allah aşkına ertesi güne atma imtihanımı yanmam için bir kıvılcım yeter yanlışlıkla yakma evimi barkımı öyle yak ki dumanım kaçmasın kimsenin gözüne yeniden akıtma göğümün gözyaşlarını cimri değilim               ama                    zevk sahiplerine bağışla gazel gazel benden kalan hatırayı bir yanlışlık olsun da işin içinde öpücük alır gibi al canımı sen ölüm değilsin                             yenilerin başlangıcısın gel de seninle ba...

Kuşlar

kuşlar vardır yuvalarını terk eden başka yere giden ve yuvalarının rüyasını gören onlar baharları kışa giderler ve baharda olduklarına dair rüya görürler kuşlar vardır gece gündüz bizi yalnız bırakıp gece gündüz bizimle olduklarına dair rüya gören sen o kuşları gördün ve seninle olduklarına dair rüya görüyorsun Ziyâ Muvahhid Çevren: Hicabi Kırlangıç

Ölümümden Söz Ettim

Başka bir baharın gürültüsü Haftalar ötesinden                             duyuldukça, Gitmekte olan                        eski kara Ölümümden                   söz ettim. Kafile ulaşıp yükünü çözdükçe Ve her yerde                    ovada Kiraz ağaçlarından                misk kokulu ateşler yaktıkça Bahçenin mangalına Ölümümden                 söz ettim. * Tozlu ve yorgun Uzak yolundan                       yaşlı yaz                             çıkıp gelince Duvarın gölgesinde Ağırca oturup yaslandı Ve çocuklar       ...

Bismillah demeyi ve seni seviyorum.

İşte bu yağmurun ilkidir diyorum Güneş doğacak birazdan ıslaklığımıza Eskitecek çok kaygımız var Yürüyecek çok yolumuz Oysa ben Bismillah demeyi ve seni seviyorum Hicabi Kırlangıç

Sürü Sürü Kuşlar Ölüyor

Sürü sürü kuşlar ölüyor Ağıtlar yükseliyor kavaklardan Getirdiğin yağmurlar aşkına söyle Mecnun yanımı kim kurcalıyor? Kalbimin öte yanı kayalık Fırtınalar yakın. Bir sözüm mü kaldı söylenmedik En ıssız yerinde bu şehrin, bu gecenin? İçimde eski zamanlardan kalma bir cezbe. Getirdiğin yağmurlar aşkına söyle Susayan kim cinnetime? Pencereme güneş eridi Aklıma çözüldü saçların Düşlerime taşan bir ırmak gibi Köklerimi topraksız bıraktın. Zalimce geçiyor rüzgâr ormandan Yedeğinde yıl dönümü marşları. Ellerini bıraktığı yerde bulamayan ben miyim? Ben rüzgâra kapılmış bir öbek keven miyim? Oysa ben bir gürgen olmalıydım kökleri muhkem Sığırcıklar sığınmalıydı dallarıma Böyle durumlarda intikam yeminleri mi etmeliyim? Kanatıyor kalbimi bu şarkılar Hayra yorma esareti. Bende esaretin ıssız yanları var Sağlama al düşlerini. Hicabi Kırlangıç