Müslüman halkların, aynı yerde devr-i daim yapmaktan, bağımlılıktan, fakirlikten ve geri kalmışlıktan kurtulmalarını istiyor muyuz? Yeniden ve emin adımlarla şerefle ve aydınlık yolunda, kendi kaderlerinin sahibi olmalarını istiyor muyuz? Ahlaklılığın, dahiliğin ve cesaretin kaynaklarının bütün gücüyle yeniden fışkırmasını istiyor muyuz? O zaman bu hedefe götüren yolu açık bir şekilde işaret edelim: İslam'ın bireysel, ailevi ve toplumsal hayatımızın tüm alanlarında İslam düşüncesinin yenilenmesi ve Endonezya'dan Fas'a kadar tek bir İslam birliği ni gerçekleştirmek. Bu hedef uzak ve ihtimal haricinde görülebilir, ancak imkan dairesinde bulunduğu için gerçekdir. Aksine her bir gayr-ı İslami program çok yakın ve hedefin yanında görülebilir; ancak o, İslam alemi için tam bir ütopyadır, çünkü imkansız dairesinde bulunmaktadır. Tarih apaçık bir tespiti göstermektedir: Müslüman halkların hülyasını heyecanlandıracak ve onlar arasında gerekli olan disipl...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"