Döşer sayısız ateşleri dört bir yana batan güneşle aydınlanan deniz; zincirden boşanmış öfkeleri içinde tükenir gürültücü dalgalar ve dinlenirler... Kayar sularda hafif gemimiz, yol alır yumuşak rüzgârlarla, ve kayıp giderken gemi, siz silinirsiniz ey, sisli anavatan kıyıları. Bilmem bir gün dalgalarla çalacak mı o dönüş saati, o tek umudumuz? Sonsuz yollarında dalgaların - toprak ve su kalacaklar herdaim bizim düşümüz. Ama siz - Vardar, Tuna, Marica, ve siz - Istranca, Pirin ve sen, Balkan: Aydınlatacak anılarımızı son saate dek hiç durmaksızın, sizin ışığınız. Sarsmak istedik zulmü temelinden, bir aşağılık hain sattı bizi; oğula düşen göreve boyun eğiyorduk - ve işte şimdi her şey yitti gitti... Ey vatan, sevgili alınyazısı, gene de biz savaşı sürdürebiliyorduk coşku içinde, dur durak bilmeden kutsal tapınağın önünde senin. - Ne yazık, almış başını gider vapurumuz, uçar bizimle birlikte uzaklara... Gece, sönen geniş dünyanın üzerine serer, enginliği içinde gölgesini. ve biz görürüz u...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"