Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Süreyya BERFE etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

"Acele Giden Ecele Gider"

Güneş açtı, uzun sürmedi gözle görülmüyor.           Çocuk okula başladı, uzun sürmedi            bir yerde çalışıyor. Rüzgâr esti, uzun surmedi yaprak kımıldamıyor.           Delikanlı oldu, uzun sürmedi           ev geçindiriyor. Kar başladı, uzun surmedi sular akıyor.           Karısı iyileşti, uzun sürmedi           tımarhanede yatıyor. Ağaç büyüdü, uzun sürmedi sobalarda yanıyor.           Emekli oldu, uzun surmedi           kadavrada bekliyor. Süreyya Berfe

Çiçek Yerine

Yüzüne bak güneşin. Yüzüne bak körfezdeki denize düşen güneşin. Yüzüne bak acılı aşkların üstüne inen güneşin. Gelişine bak akşamın. Gelişine bak körfezdeki denize çöken akşamın. Gelişine bak yarım yamalak aşkların üstüne giden akşamın. Hayatı unutma. Yeniyi unutma. Yaşayanı unutma. Sen ki duvarlardan akar sulara baktın ağladın. Leğenlere dolan yağmura baktın ağladın. Özendin sulara ve yağmura. Kalbini gözlerinin yerine koydun. Aktı mı sanki kanlı günlerin gecelerin kanı? Uykusuzluk uçtu mu yuvasından? Gönüller şen oldu mu? Aktı mı ayrılığın deli ırmağı ayaklarının önüne? Yumuşadı mı sert yanları yuvarlandı mı kayaları? Tutuldu mu ayrılık sevginin depremine çekildi mi mağarasına inine kayboldu mu ayrılık denilen yabanıl hayvan? Hayır, hiçbiri olmadı bunların. Çünkü, çamur içinde kalan çıplak ayaklarını bana alacakaranlıkta da yazdığını unuttun. Çocuk, genç kız ve kadın olduğunu unuttun. Kapalı, uykuya dalmış gözlerinden duyguların yayıldığını kalbimin için...

Değişmez

Bu yılları boşuna beklemişim günler solup giderken damlarda, odalarda. Gençliğim göster yüzünü bana: Bakarım korkularım, kuşkularım silinir. Nedir bu kitaplar, bu şiirler? Nedir kayalaşmış sıkıntılar uçup giden sözler? Nedir aklımın ermediği şu olup bitenler? Buduyor zaman dalları, acıları. Hayatım, kapalı bir hava açılmıyor. Geldiğim yerlere kayıyor gözlerim. Çocukluğum ver elini bana. Kuşat kökleri, geleceği. vaadlarla gelme, karlarla gel kızaklarla gel, faytonlarla... Senden uzakta eridi gençliğim. Ölümüm duy çığlığımı. Duyur kendini bana. Tanıyamıyorum bu çağı. Belli, erken gideceğim. Süreyya Berfe

Evler Evlilik

aşkı ehlileştirir Kuzu kuzu oturur bir kenarda kırlent gibi durur o kısa ömürlü vahşi Süreyya Berfe

Kim tartabilir çektiklerimizi

19 Kim tartabilir çektiklerimizi bulduklarımızı yitirdiklerimizi nasıl hangi tartıyla Biz zorla bedel ödeyenler gnomonuz bilmenin bir yoluyuz sadece yolu Tahta bir çubuk çakmışlar yere zamanı öğreniyorlar bakamayan gözleriyle basarak gölgelerimize Süreyya Berfe

Sen aklıma getirdin sen bitir bunu

37 Sen aklıma getirdin sen bitir bunu "Gözümde tütüyor kırlar, tek ağaç bile. ...bellek hiç şaşmadan çalışıyordu buralardan gideli bir yılı geçmemişti sanki. Bütün varlığım İskele'nin yüzüne bağlı." Süreyya Berfe

Ateşböceklerine bakmaya gidelim

Bir gün de annenin seni emzirirkenki yüzünü gör düşünde * Ölen arkadaşlarım yaşayanlardan çok Sabah ağaçkakan gördüm hafifledi acım * Taç yapraklar her geçen yıl biraz daha azalıyor * Fırtına Tanıdığım bildiğim bütün kuşların dili tutulmuş * Bir sarılsan istediğin gibi Bütün çiçeklerimi dökerim açık gizli * Kelebekler cenazelerdeki çelenklere gelmezler * Bahar yağmurunu yalnız bırakmıyorum Soyunup dinmesini bekliyorum * Yaş altmışyedi Sesini yeni duyduğum bir kuş daha * Bu yaştan sonra baharda sırtüstü yatmam kırlarda Ya kalkamazsam altından * Yeni tanıştığımızda iç geçirirken nefesim nefes aldı nefesinden * İskele'de bütün çiçekler enginarın son çiçeği * Bahçedeki ıtır ile sardunya zamanında çiçek açtı Sevdiğimi anlamışlar * Dağ tepe mi bıraktılar baharda yollarında yürünecek * Çiçek olsaydım Bu dünyada geceleri açardım * Teknoloji aldı başını gidiyor Hatmiler melûl mahzun gülümsüyor...

Seferis ile Üvez

Birden patladı hava anlayamadık kaçıştık evlerimizden kaçar gibi içeri girdik Rüzgâra kapılmış bir kuş nereli olduğunu bilemedik Denizden biraz uzakta kurumuş bataklıklar arasında otlar inekler Kıbrıs Akasyaları dönüyor üveyik kerkenez martı Toz ve taş Limantepe Aynı toz ve taş toprak Klazomenai Aynı rüzgârın aklından düşlerinden geçiyor kapılmış kaybolmuş bir kuş Süreyya Berfe

Süreyya Berfe - Seferis ve Üvez

Bir anlasam şiirden şiirden ne anladığımı bilsem Aşktan -yalan- yaşlılıktan -doğru- anlarım  Belki bilirim yaşlı olanları  sadece onları  Yaşlı karmaşık ilişkileri  Yaşlı sıkıntıları bıkmaları  Yaşlı istememeleri ve sonuçlarını  ve benim gibi bütün yaşlıları  Yaşlarına göre geç de olsa anlarım  Aşktan ve şiirden  ve insan sevgisinden  ve senden anlamam  Şiir olsun diye değil  sahiden anlamam Süreyya Berfe

Şiirden Anladığım

Bilinmeyenlerin Renkten, kokudan, biçimden, ışıktan, kütleden ve Coşkudan, hüzünden, sevinçten, acıdan ibaret olanların Ya da öyle varsayılanların karşısında bilim adamı olmayı yeğlemem. Şimdilik yazıyorum, yarın? Bilmiyorum. Atamız Sokrates, anarnız Vislaya Şimborşka öyle dediler: Bil - mi - ya - rum. Ben onların hala cahil bir öğrencisiyim.    Şiirsel olanla şiir arasında bir fark yoktur.    Hatta çok küçük bir fark da yoktur.    Gözle görülür, elle tutulur koca bir uçurum vardır. Akıl ile duyguyu, özgürlük ile doğayı karşı karşıya getirirsek şiir ezilir, kesik süte benzer. Hala yazıyorum. Demek ki anadilimi tam anlamıyla                                      öğrenememişim.    Jean Genet yazdıklarından ötürü mahkum olmuş.    Fransızcayı en iyi kullanan yazarlardan biri olan Genet:   "Fransızcayı    iyi okuyup yazabilseydim mahku...

Şiir Çalışmaları

Günümüzdeki sevgilere aklım da ermiyor yüreğim de. Sizin de mi? İyi o zaman, biraz ebegümeci toplayalım. __ Yaz güneşi dinlenmek istedi. Çınarın gölgesini seçti. __ Anılar mı? Çalı çırpıdır yollarda rastlanan. __ Ölümüzü teslim alır almaz yüreği daraldı toprağın. Çırpındı durdu. __ - Neden bu kadar uslu bu köpek? - Hiçbir şeyin bekçisi değil de ondan. __ Aklım ve hafızam da donuyor bazan: Soğuktan değil, soğukluktan. __ Kim bilir bir daha nasıl görürüm ilk kez gördüğüm sarı zakkumu? __ O kadar istekli ötüyor ki kuşlar bir türlü akşam olmuyor. __ Ayçiçeği tarlaları geçti yanımızdan geçmişe, anılara... __ Gizli gözyaşında yansır gökteki en sönük yıldız. __ "Kendine iyi bak." Hangi dilde, ne anlama geliyor bilmiyorum. __ Yaşlanıyorum galiba: Günlerin uzaması kalbimi sıkıştırıyor. __ Gül çiçeğinin taban fiyatı açıklanabilir mi? __ Bir zaman duraksayan sevinç şimdi yerinden kıpırdamıyor. __ Aşkı ayrılıkla s...

Suçlu Şiirler

4. Bildiğin bir yana Geldiğin yerde de oturmuyorum artık. Ne adımlarım ne taşıtlar Hiçbiri kâr etmiyor mesafelere. 5. Sık sık gelme aklıma Düşüncen gitsin kendin gel. Denize dökülmek isteyen bir ırmağım Ben yokken benimle konuşma. 8. Ne mutlu anıları olan aşka Zamanın zindanında gizli Bakımsız perişan aşka Ne mutlu sisle örtülü aşka Düşlerin toprağında gizli Susuz gariban aşka Ne mutlu boynu bükük aşka Kavuşmanın sokağında gizli Işıksız pişman aşka Ne mutlu anıları olan aşka Süreyya Berfe

Şiir Çalışmaları

Hayat hikayem mi? Tarlaların kıyısındaki gelincikler. - Âmâ olsaydım dalgınlıklarımdan anlardım güzün gelişini - Döküldü fesleğenin yaprakları: Sesleri hâlâ kulağımda. - Birkaç meyve ağacı varmış evlerinin önünde. Yüzü söyledi kendisinden önce. - Oraya da otopark yapılacakmış: Korkudan her gün meyve veriyor ağaçlar. - Toz toprak içindeki çocuk erik yiyor. Şimdi inandım baharın geldiğine. - Sâkin ol ki fırtına dinsin. - Olur olmaz şeylerin üzerinde durmayacakmışım. Böyle emrediyor ilerleyen yaşım. - Tahta masa duysaydı dallanır, çiçeklenirdi. - Evlilikler de kurudu: Çiçekleri koparılmış gül dalları. - Bir köşeye çekilsem yanımda güzden başka kimse olmasa. - İyi bakın gönüllerinize yara izi mi var, ayak izi mi? - Biraz daha uyuyacaktım ama bırakmadı hanımeli kokusu. - Kent-leş-miş insanların evleri: Eşya polikliniği. - Kafam yorgun. Kalbim dinleniyor. - Kekeliyor geçen bulutların gölgesi. Bu şehirde yaşanabilir m...

Bakarkör

Çağırdım gelmedi bakmadı bile Dolaştı durdu başı yukarlarda gözleri her yanda Havuz kenarına gitti Küçük bir gölge buldu oturdu ara sıra gözlerini yumuyordu. Bir tane daha geldi sokuldu yanına Uçtular kanat kanada bulutlara göklere doğru Ne bileyim yalnız sanmıştım onu Süreyya Berfe

Hepsi O Kadar

Gidilir gelinir. Belki sağsalim dönülür, hepsi o kadar. Günler geceler çabuk geçer. Çabuk geçmez şaşkın bir çocuğun hüznü Vapurlar, arabalar, karlar çabuk geçer. Ayrılık da özlem de herşey... Herşey çabuk geçer Ve birden gün ağarır. Hepsi o kadar. Gidilir herhalde gelinir. Bütün gün denize bakmak kadar. Belki ayvalar çürür. Birşeyler kurur, atılır. Nedir ki uzakta olmak Ardahan´da boş duran bir ev Hiçbir zaman suyu olmayacak bir kuyu Unutulur, kalır. Hepsi o kadar. O kadar anlayabilmek O kadar acemi O kadar toy O kadar ilk O kadar yeni Ey uğursuz yolculuklar Ey yıldızsız samanyolu Bir daha hiç olmayacaksınız. Çünkü yarım ve yaralı kalan Bir akşam, yemin etmiyorum ama En az günlerce, günlerce kanar. Gidilir, gelinse de gidildiği gibi değildir. Hepsi o kadar. Süreyya Berfe

Bazı Yaralılara

Nereye bakıyorsun İşte yaralı insanların fotoğrafları İşte yangından çıkarılan çocuk cesetleri Bu, savaşmış bir atlının sakat kalan ayağı Bu kesik kol, önemsiz bir iş kazası Kime bakıyorsun İşte bacağından alınan üç parça kemik İşte bombardımandan sonraki yaralılar Bu, sınırı geçemeyenin aldığı yara Bu yarım adam, küçük bir işkence hatası Neye bakıyorsun Sayamazsın o ciğerdeki yaraları Kime bakıyorsun Bilemezsin geçmişindeki yaraları Nereye bebeyken nazar boncuğu Kime büyüyünce kurşun yarası Ama sen Yine de verirsin çiçeğini yaralı ağaç Uçarsın yaralı keklik Kan diner yol açılır Gün döner gece kısalır İsteyen denize isteyen kendine baksın Süreyya Berfe

Suçlu Şiirler

2. Nerede nasıl oldu. Deniz gören yüksek bir yerde Belki de ilk günde Yanağında cıvıldayan renkte Bazan yapmayı düşündüğümüz delilikte Ta o zamandan belliydi ama Kendi elimizle çekmiştik duvarları aramıza Biraz harap da olsa duvarlar duruyor Dün, silindir geçti üstünden bir çiçeğin Bugün yine açıyor Demek ki kalbinin çevresinde kalbim dolaşıyor Süreyya Berfe

Sevgili Arkadaşım

1. Gözlerinin rengi gibi Yüreğinin rengi gibi Saçların da kendi renginde Ama ben, ellerini gördüm önce Toplayan, düzelten, onaran ellerini Dokunduğuna soluk aldıran Telâşlı, usta, sevecen ellerini Geç anladım ve inandım Her gün daha çok inanıyorum Ellerin, güzel işlerin karıncası Ellerin, ellerden bıkmış ellerime sığınak 2. Yüzünün rengi gibi Dudaklarının rengi gibi Saçların da kendi renginde Ama ben, özverini gördüm önce İçinden çavlan gibi dökülen özverini Hep koşan, yürümeyi bilmeyen Hesapsız, gücendirmeyen, saydam özverini Neye uzansa dirilten Susan, hüzünlenen, sıcak özverini Geç anladım ve inandım Gün gün daha çok inanıyorum Özverin, güzel işlerin arısı Özverin, sözcüklerden yılmış kafama barınak 3. Derinin rengi gibi Sesinin rengi gibi Saçların da kendi renginde Ama ben, seni gördüm önce Gülen, yaşayan, bilen seni Körpe bir söğüt dalı gibi çırpınan Durduğu yere can veren Gönüllü, duyan, seven seni Geç anladım ve inandım Şimdi daha çok ...

Yazılmaması Gereken Şeyler

1. Bütün gece bir koza ördün Yorgun yüreğimin soluğuyla getirdin güneşi Uykusuzluk gitti geldi, gitti geldi İlk defa ona yenildik Ve dünyada ilk defa sabah oldu Çünkü kolum değildi belindeki Söyleyemediğim seçemediğim sözcüklerdi Sabah serdi örtüsünü üstümüze Yalnız bulutlar gördü bizi Bir de sessizlik. Sevindi büyüdü Kapıdan çıkarken bir şey değdi elime “Kapıyı çektin mi?” Senin sorduğun soruydu belki Belki yoktu da bana öyle geldi Kül renkli, baş döndüren bir sabah Sundu bana serin bir sevda mendili Göremedim Seher yeli değiştirmiş elbiseni Oturdum karşında Bilmediğim bir yere gider gibi O kadar çok ve o kadar pis şeyle boğuştum ki Uzak durmaya çalıştım senden Bulaşmasın diye gecenin, alkolün zehri Bir gün her şey sona erse İhtiyarlasa kafam, kalbim ve şiirim Hiçbirini hatırlamasam yaşadıklarımın Etimdeki ateş, derimdeki alev beni terk etse Nerede olduğunu bilmesem senin Hiç kimse de bilmese Mutlaka uyanacağım sabahların en sessizinde Kim bilir neler geçecek aklımdan Dar mı gelecek o...

Yeni Aşk

Yanında oturan ben değilim Zamanla dirilen anılar Sorular soran ben değilim Pişman eden merak Geçmişi kabartan ben değilim Yeni biten maceralar Seninle yaşayan ben değilim Yere düşen yaprak Duygularını şaşırtan ben değilim Gelip geçen acımalar Kolunda uyuyan ben değilim Uzaktan gülen aşk Karşında ağlayan ben değilim Yürekte esen rüzgâr Süreyya Berfe