Bana bir mektup yaz incecik parmaklarınla okuduğun kitapların sokaklarını anlat Suların akışındaki naz sensin biraz da gölgeleri boşver sendeki kalabalığı anlat Ben biz olmadıkça girdabından korkuyor evler aramızda geziniyor darağacı ve cellat Sen bana bir mektup yaz kuşlarla postala rüzgâr koksun satırların bende her mevsim yaz Ahh bu çürük merdivenleri ömrümüzün inip de çıkamadığımız yaşanmış yıllar Kim yetişmiş ki hızına delicoş mor suların billur bir damla ol odalara sıkışıp kalma Kırışan ten sarkan dudak sarı hüzün neysen osun aynalar yalan söylemez aslın yansır o camda Bir şey var kendi başına buyruk hiç değişmeyen yirmisinde çok dilli alev yetmişinde yanardağ Ölüme bile beraber gittiğimiz yaşlanmayan o ırmak sende durgun akıyor bendeyse çağlayarak Kavgada hasmını tart sencileyin aşık mı değilse yüzünü çevir dağlara hiç oyalanma Ben yürürüm yarısında bıraktığın yolları sen bana bir mektup yaz öpülesi parmaklarınla Bülent Güldal
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"