Ana içeriğe atla

Kayıtlar

İlhami Atmaca etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Annemin Yüzünü Hatırlıyorum Bunaldıkça

Kalbimde yeise yer yok, leylaklar sarkar Şapkamın kenarından, akşamüstleri kahır Dolaşırım habire sokaklar kalbime çıkar Nasıldır acının kalbine damlayışın söyle Acısuyu gelir gibi ağzına sunturlu bir sözün Açılacağın bir deniz de yok senin, yürüsen Peşinden gelir arsız kahır Annenin yüzünü hatırlarsın bunaldıkça Annler, Allah gibi ancak bunaldıkça hatırlanır Uğrak kahveler bulamazsın, birkaç aşina yüz Yalnızlık heryerde yalnızlık Sıcak bir bardak çay, heryerde çaydır Ihlamur kokulu sokaklarına uyanamadığın O çocuk berraklığındaki şehir Sadece hatıralarında vardır Ödeşecek bir şeyler ararsın ardında kalan İlkgençyazlarda aşık olduğun kız Şimdi mutlaka anadır Yani güzel kardeşim, yaşadıklarımaza hayıflanmak Düşündükçe çoğalacaktır Ardımızda biriktikçe ukdenin veryansınları Başımız beladadır Bak, bahar geçiverdi kaldık yine Bu kaçan kimbilir kaçıncı bahar Anlamakla yoruluyorum bazan İçimde acı bir hüzün var Annemin yüzünü hatırlıyorum bunaldıkça Ve Allah’...

Belki Afrika Menekşelerinin Kokusunu Duymuşum

Kim ki sabahın bakirliğine tanık olur Ve gümüş bedenini yıkar saf suyunda Serçelerin cik ciklerini toplar ve özenle süsler Yüzünü sevgilisinin Elbette birşeyler gizlidir yüreğinin derinliklerinde Ve elbette o şey öksüzdür. Belki uyku ellememiştir ona Korunmuştur şeytanın sakallarını sürtünüşünden Hırsızlama bir güne başlamamıştır Gün kutsaldır Geçmiştir çömezlik demlerini Yetkin bir dileyiştir görkemli aynaların arkasında kalan Sırrın ve ifşaanın kendisidir Bütün erdemleri adına peygamberlerin Ve kitabın. Gülecektir, lakin kuşlarını ürküterek gidenlerin Bedenlerinin ağusu kalmıştır avuçlarında Öyleyse erdemlerini ve kibrini serpmelidir tapınaklara Ve aylaklara seslenmelidir: -metelik verilmeyecektir avuntularınıza kalan neyse kanın ve kemiğin ve kederin yangısına. Uyanık bir dokunuş olarak ayasına Kadem basar gövdesini dişleyerek Ve atar lükslerini Kalan sevdadır uğra gibi dökülür eteklerine Sevdadır buğusunu kalbine bastırarak uyur Gülecektir, lakin kuşlar...

Gece Onu Beklerken

ben onu beklerken gece, gömüldü içime şiir buğusuyla puslandı kalbim aydınlığı getirde melekler pencereme ben onu beklerken gece, kuş sesleriyle süslenince sokaklar bir nehir gibi aktı kalbime olup bitenleri farketmediler ben onu beklerken gece, tinerci bir çocuk sığında koynuna kalbinin melekler şefkatle ayışığını örttüler üstlerine ben onu beklerken gece, bir sinsi yağmur zehir gibi karanlık ve cinler kayarak geçti ötelere ben onu beklerken gece, o uykunun derinliğinde küçük bir çocuk gülümsedi masal düşleriyle İlhami Atmaca

Rapunzel

Saçlarını çöz geceye karşı Adını inat koy bahçende açan gülün Yağmuru kırdık rapunzel Biz bir bebeği öldürdük Unuttum çıbanlar başverdi tenimde Saçları yok muydu maksatlı kızların Süzülürdü gözlerin değince gözlerime Sana minnettar dilsizler Seni masallardan çıkardım Ve yaşadım bir günahı seninle Çıplak ayaklarını gizle gözlerden Yağmurun dokunduğu her yerini Sesini koru günah kelimelerden Yanında meleklernden bir ordu Saçlarını çöz geceye karşı Cadılar çıkmadan yerlerinden İnancın sancağını diktim her kapısız kuleye Adını yazdığım her sayfayı yoldum defterden Lakin rapunzel saçların korudu güzelliğini Dilin yağmurla sustu Gözlerin suçlu... tanınmaz Masum mahpusları korudu Kapımı zorluyor dilenci orduları Gazete küpürlerinde buna rastlanmıyor Para desteleri rapunzel, güzel kızların Kararan alınlarını süslüyor Öpmüyorum artık yüzünü çocukların Kirli elleri yakalarımda bundan ötürü Dinle rapunzel Güneşi suratsızlara bıraktık Dilin gücü kalmadı Yağmur suları...

Ah Geçkin Senin Düşün Bile

Tam da göveriyordum ki ah düşüverdim  Dalım sarkıp bırakıverdi toprağa  Sır saklamayı neredeyse öğrecektim  Dönüverdi herşey aşikara  Hay huyla böyle deneyerek ömrü  Renklerin dilini, şairin hikmetini  Çözüverecektim az daha  Nereden çıktı bu esinti ki  Keder yollarımı kesti yayıla yayıla  Bağ bıçaklarını bileyecektim  Nerden bilecektim ah ahlat ağaçlarını  Toprak keseklerini  Çorak çatlağını  Üfleyip söndürüvercektim  Geliverdi karanlık ortalığa ve lambaya  Ah bir bebek sesi  Çığıldamadan daha  Kesilmeden süt  Ve plastik meme  Büyüyüverdi  Ensesinde hayat, ücret ve geçim  Ve rüya  Nereden bilecektim  Öğrendiğimde hayata dair herşeyi  Ölümün gülümsemesi  Yansıyıverecekti penceremden  Ah kaçıverecektm  Kaçıverecektim  Dizlerimde biraz derman olsa  Kaçıverece...

Herşey Ölür

Herşey ölür, gül, insan ve peygamber Gönül sever, acı çeker, intikam alır gider Gün biter, uzar ihanet ve yordam Deniz durur, dokunulmaz. Adımız uyum olursa olsun, bu ancak bir ömür sürer Vakti bellidir o da biter Herşey biter, bitmez aşk Beslenerek biryerden gürbüzleşir İlk aşk ve son aşk aynı soydandır Aşk tekbir gövdedir Morarmış dudaklarınla söylediğin türküyü unutmadım Sesin kısıktı ve sonbahardı Yıldızlar akardı, biz yürürdük Öğretirdik insanlara, nasıl yaşardı Hind kanlı ağzıyla hala aramızda Ebu süfyan nasıl yanar-dönerdi sırtımıza Yıldızlar akardı, aşk aynı söylev Umut, tıkanıklık, hep tekrarlanan sözler Ve peygamber Ne kadar güçlü ve savaşcı ve ne kadar musaddık Bu geçtiğimiz birlikte, kaçıncı mavera yıllarca Herşey ölür, ne kalır aşktan başka. İlhami Atmaca

Kalbimin Çıkmaz Sokağı

bu limoni günler, bu sağır gecedir beni güzel bulan ağırdan bir şarkının başlayışı gibi alıştıran sana suçu yoktur kimsenin yaşadıklarımdan bir hayalsin sen, çaresizim ben kapında ellerin bir bulut gibidir, dokunsam dağılacak tebessümünü bilirim sadece bir hayal raylarından fırlayan bir lokomotifim ben de uykusunda kendini bir insan sanan her şey, sahiden her şey sahte gerçek tımarhanelerden kaçmış bir deli her gün beni yeniden ve yeniden şaşkın kılan bu limoni günler, bu buz mavisi düşlerdir beni anlamlı, beni mahzun, beni alımlı kılan yüzünde kelebekler uçuşuyordur uyurken sen sen uyurken Pan sihirli flütüyle ormanlarda en güzel perileri büyülüyordur ve bir tavşan izliyordur olanları kovuğundan bu sarı, bu tuhaf sanrılar, bu limoni gece damağımda kahve tadı gibi kelimeler her nefeste bir kelime karanlığa ve denize fırlayıp fırlayıp gitmekteler bu devinimi kalbimin beni mahsun kılan bu deli saçması hayat ve sen içimde çoğalan şey ve sen kalbimin çıkmaz soka...