Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Muhibbî etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Pâdişâh-ı 'aşkam u dil defter u dîvân bana

Pâdişâh-ı 'aşkam u dil defter u dîvân bana Derd u mihnet sözlerin yazdum yeter 'unvân bana. İnlerem tanbûr-veş bagrum delindi ney gibi Bezm-i gamda mesken oldı kûşe-i hicran bana. Buseye bir cân nedür bin cân virürdüm cân ile Yarım ağız buse ikrar eylese yârum bana. Öldürür gerçi ki gamzen 'âşıka virmez amân Leblerün Îsî-nefes her lahza virür cân bana. Yanayum pervâne veş şem'-i cemâli nûrına Şem'-i hüsne çün Muhibbi didi dilber yan bana. Muhibbî (Kanuni Sultan Süleyman)

Yürek pür gam, gözüm pür nem, Muhibbi'yim, hoş halim

Celîs-i halvetim, varım, habîbim mâh-ı tâbânım Enîsim, mahremim, varım, güzeller şâhı sultânım Hayatım hâsılım, ömrüm, şarab-ı kevserim, adnim Bahârım, behçetim, rûzum, nigârım verd-i handânım Neşâtım, işretim, bezmim, çerâğim, neyyirim, şem'im Turuncu u nâr u nârencim, benim şem'-i şebistânım Nebâtım, sükkerim, gencim, cihân içinde bî-rencim Azîzim, Yüsuf`um varım, gönül Mısr'ındaki hânım Stanbûlum, Karaman'ım, diyâr-ı milket-i Rüm'um Bedehşân'ım ve Kıpçağım ve Bağdâd'ım, Horasânım Saçı mârım, kaşı yayım, gözü pür fitne, bîmârım Ölürsem boynuna kanım, meded hey nâ-müselmânım Kapında, çünki meddâhım, seni medh ederim dâim Yürek pür gam, gözüm pür nem, Muhibbi'yim, hoş halim! Muhibbî

Sûre-i Velleyl okurdum dün namâz-ı şâmda

Sûre-i Velleyl okurdum dün namâz-ı şâmda Zülfün andım dilberin n’ettim ne kıldım bilmedim. Muhibbî

Muhibbi Divanı'nda Şiir ve Şair ile İlgili Değerlendirmeler

Osmanlı sultan ve şehzadelerinin hemen hemen hepsi şiirle ilgilenmiş bir kısmı ise dîvan tertiplemiştir. Bunlar içinde Muhibbî mahlasını kullanan Kanûnî Sultan Süleyman  sultanlığı Ve şâirliğiyle en ön sırada yer alır. Arapça Ve Farsça'y1 şiir söyleyebilecek kadar iyi bilen Kanûnî biri Farsça dört dîvan teşkil edebilecek şiirleriyle de Türk edebiyatının en velûd şairlerinden biridir. Dîvanında 2799 gazel, l elif-nâme, l tercî-i bend, 18 muhammes, 30 murabbâ, 5 nazım, 51 dörtlük ve 217 beyt vardır. Devrinde şâir, âlim ve sanatkârlara hak ettikleri değer verilmiş Ve korunup teşvik edilmişlerdir. Fâtih döneminde başlayan, İstanbul'u bilim Ve kültür merkezi yapma yönündeki çabalar, Kanûnî döneminde daha da artmış Ve gerçekten de İstanbul merkez haline gelmiştir. Kanûnî dönemi( 1520-1566) klâsik şiirimizin altın çağı olarak kabul edilir. Zâtî (ö. 1546), Fuzûlî(ö. 1556), Hayâlî(ö. 1556-57), Yahyâ Bey( ö. 1582), Bâkî(ö. 1600) vs. gibi ünlü Ve ismi bilinenler yanında, b...

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi Saltanat didükleri ancak cihân gavgasıdur Olmaya baht ü saâdet dünyada vahdet gibi Ko bu ıyş u işreti çünkim fenâdur âkibet Yâr-i bâki ister isen olmaya tâat gibi Olsa kumlar sayısınca ömrüne hadd ü adet Gelmeye bu şîşe-i çarh içre bir sâat gibi Ger huzur itmek dilersen ey Muhibbî fâriğ ol Olmaya vahdet makamı kûşe-i uzlet gibi Muhibbî