onlara artık yeni insanlar tanımak istemediğimi söyle bana inanmıyorlar güneş mi göreyimmiş, iki insan, açılsın mıymış içim beni alıp pencerenin önüne yerleştiriyorlar onlara bir salon çiçeği olmadığımı söyle hasarsız parçalarımın giderek azaldığını hiç değilse okunaklı bir ölüm için bir tık hayatla arama bir boşluk bıraktığımı bana inanmıyorlar tıpkı inanmadıkları gibi; hem onları hem allahı aynı anda sevebileceğime tıpkı yüzümü arasında kuruttuğum kitapla bütün bu talanların bir ilgisi olmadığını söylediğimde dudaklarını aralayan müstehzi parlayış gibi hani söyleyecek çok şeyim var da kıyıp söylemiyorum der gibi sen söyle.. yarıldım / sebep(?) yırtıldım çıkardığım çirkin sesleri duyuyor musun tuhaf şeyler oluyor bak insan kendine yuvarlanınca insan kendine çarparak parçalanınca aklının tutunacak elleri de kopuyor ama tıpkı diğerlerinin uçuşan saçlarımı delil gösterip alnımın yangının yalnız o eşikte söndüğüne inanmadıkları gibi inanmadıklarında bir şey old...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"