Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Hüseyin Alemdar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İçuzak

“Filmlerimden en çok Uzak’ı severim, sebebi çok üşümem.” Mehmet Emin Toprak (1974 – 2 Aralık 2002) 1 İnsan bir dağ yalnızıdır Mehmet, bakar bakar da kendini anlayamaz sen bir kış ikindisiydin, Kasaba’dan gelmiştin – – köylerin şehirlere ağlamış hâlidir kasabalar ah, kasabalar konuşmaz! – Ben seni köpeklere dağları gösterirken gördüm müydü hiç! 2 Kış infilâktı, kar uzunuzak ne zaman yağmıştı kar kan kırılma Çanakkale’nin oralarda şimdi Yenice yenilmek midir, gözlerimin kışında! İnsan bir geyik edasıyla dönüp dönüp de kaçında bakar ki ömrünün romanına – – sahi, A4’te kaç sayfa ki bir insan ömrü, pelikülde okunmuş bir roman mıydı Mayıs Sıkıntısı! --- Gelsem, sen yine orda mısın! O, türkülerde geçen yolları bükülüp giden Yenice neresi ki! 3 Aşk çocuk, ölüm tanrı ahıdır! İnan ki görmedim, bir çocuk kirli gök döktü bardağıma demin herkes en acı kendine bağırır Mehmet Emin! 4 Dudaklarda, alınlarda anlamlar arama Bilge Nuri bu dudak yırtıldı, bir pıhtı şimdi b...

Ne güzel şey küçük şeylerle mutlu olmak

Ne güzel şey küçük şeylerle mutlu olmak mektup almak dostlardan haftada bir yollamak dostlara dalıp gitmek suyun akışına, dalıp gelmek... Ne güzel şey küçük şeyleri çoğaltmak Bir anahtar dönerken bir kilitte - dalıp kalmak. Hüseyin Alemdar

Kedi Ağlaması

                                 Tek Vuruş şairine Kendini yalnızlıkla açıklama yalnızlık bitti yaşın kırkı devirmişse kalbin de bir kedidir unutma ve birer patidir artık ellerinin her biri kafayı iki el arasında tutmaya yenilgi denir içine döktüğün her ağlama yüzündeki çizilmedir Kendini aşkla mevsimleme aşk bitti yarısından sonra her şey günahtır nasılsa de ki vekâleten sevdim, vekâleten evlendim, vekâleten öldüm ısısı parmakta sönen nikâha devr-i kış denir insan tanrı cümlesidir en iyi kendinde gizlenir Kendini mesafelerle anlamlandırma mesafeler bitti kim "Hüseyin" dese dönüp bakma artık-mesafeler apse zaten kalp pası diyorlar boşluk denen her şeye nedense göğsünün çukurunda boğulana sürç-i lâl âdem denir sonunu üç kez yazan için yaz bile gücenmedir Kendini şu dört şeyle çağrıla hayata (ne de olsa abimsin) 1) adını unutana kalbini hatırlatma-hayat murdar, anla! 2) bir tek baht...

Cem’âh Süreya

                                    "Kan yok kelimelerin altında cemal süreya                                      Kanın altında kelimeler kazısan okunacak"                                                                              Hayriye Ünal I Yeni şeyler söylemenin eski tadı yok Cem’âh abi adı Güzelleme de olsa içadı âh-ı güzel şiirlerin güle günâh hohlasan, sapına şiir dolasan da alan yok sahi, gül de artık şiirden sayılmıyor bak Mardin mızıkası susmuş bir yas uzakta Kars’ın üstüne karı kan bir kış çökmüş nicedir, okunmuyor türkülerde ağlamanın öksüzü bir adressizlik Tunceli haklısın ‘kan var ...

Kan Kalesi

Hayriye Ersöz'e 1 parmak uçlarımda duramıyorum artık içimdeki balerin kırdı pointini baletinin kişi ancak kan susunca anlar ya kendini anladım, aşkı ağrı olanın şehri ücradır içi derinine anlam kesiğidir insanın 2 bir uzun Trabzon ölüsü şimdi kâlb sevgilim alt dudağımın kıyısında -gözleri Rum evleri 3 boşluğa sıralanmış basamaklar: bende duygularda düşme boşluklar: bende düş düş kalbi kan hecelemek: bende çık çık cennet-i hece, git git nisyan: sende git ve hatırlama n’olursun hatırlayan herkes mağluptur çünkü ya da kün’lâl! 4 Araklı’da doğdum nüfus ve nifak yoğunluğunu saymazsak yaşadığım yer doğduğum yer gibi -tek varlığım şairlikse- yeryoksu gökyokuş Paris’e gitmek orda ölmek isterim Arz/U ve Paul Celan hatrına 5 göz susunca kalp kalp susunca göz görürmüş bağışla, hiçbir yerim görmüyor bugünlerde kalbekemgöz zifiri bir bîzar Hüseyin’im kendime ben hariç dünyalı doğrusunuz her biriniz, ben ne derim denizlerinize attığınız taşlar bile seker b...

Yedi İnceltme İmi İnceliği

       Şâir kızı Âsûde Alkaya için 1 Ağzının bardağı dolusunca susabilirsin şimdi Çocuk ve Allah bir Dağlarca ile konuşmak gibi üst dudağına konan o küçük cennet kuşunla lâl lâhika ve şehlâ lâ lâ lâ üç inciltme imi ağladın bak ağladın ve ağlamanın koynuna doğdun üç gün üç gece yüzünün şiirini öptü annenle baban âh, çok uzaklarda beyaz bir ağlama şimdi babaannen adının beş harfini ithaf ve iltifat çiçekleriyle doldurdu zarif jestlerle kat kat şâir amcalar: Â-sû-de-- şâirler olmasa yerlerinden sıkılır çiçekler de! 2 Adın Âsûde ya gözlerimin albümündeki küçük sevinç mısrâ mısrâ âşikâre bir şiir ol’cağan büyüdükçe 3 Lâle Karîn Leylâ Şîran Nalân-- ayrı bir güzel her biriniz ama, Âsûde bir im fazla! 4 İnan bana taşra kâlb küçüğüm uzaklar olmasa kimse inanmaz Allah’a kelâm kelâm ömrümü uzaklara götürürken dönüp seni yakınsamak var ya dört rekât namaz 5 İyi bak, ben de bir babayım, üç kız babası hem de sen geldin ya duygularımın topla...

Nişane

Banu S’ye hep... 1 ister üzül ister üzülme, ben her ikisiyim nasılsa kalbimdeki yalnızlıkla geldim bu bedbaht dünyaya ağzımdaki yalnızlıkla gideceğim kadın var, tanrı var, aşk yok diyerekten kadın var diye tanrıya inanaraktan böyle nebi’l böyle derin böyle ağlaya ağlaya 2 kalp solda aşk sağda olduğundan kınım ve bıçağım sende durduğundan içimi ellerinle yunduğundan-- eğil bak içime zamanıdır, içim senindir! seni sana bir bir göstereceğim! anladıklarımın kitabı var orda: aşk kadın mahşeridir! 3 senle ve harflerle uğraştığımdandır harap ve hurûfi bir adamım tesadüfe bak ki, “h” harfiyle başlayan hüzünlü bir ad adım gidip gidip ellerinin cennetinde ölsem de yedi harf inanıyorum ki, benden başka hiç kimse dolduramaz kader hurûfatımı b: boynum ve öpülme yerlerim boğum boğum kangren s: parmakuçlarım zehir uçlarım, kalbime dolanan yılan ömrüme baka baka anladım ki aşk denen mabet yalan 4 bak, sen yine yoksun, sahi hiç olmadın ki memleket işi çakımı sevgili edasıyl...

Anne Vakti

Neyi gerçek seversen o kalır, gerisi döküntü Neyi gerçek seversen koparılmaz senden* Beni bir şiirden mi doğurdun anne anneler başka ne doğurur beni bir şiirden mi doğurdun anne mısrâlar bana anne diyor büyümüş de küçülmüş çocukların konuşamaması şiirden ömrümün hikâyesi her sayfası buğulu nasihat defteri senden her anne bir anne yumağıdır çocukların kalp albümünde çocuklar ağlasalar da birer gül inceliğidir annelerde sahi, beni bir şiirden mi doğurdun anne anne hanginiz! çocuk gitmekti anne kalmak hani! hani hep kalmaktınız! gitmek bir kalmak ikidir--anneler hep iki kişidir ikinin biri sevmesidir cennet cennete anneden gidilir kim uzun susarsa bilin ki daha uzun konuşur içinden bir yılda bir gün ne ki her anneye bir Anne Günü lütfen evlerin odalara buyurgan bakması babaydı da anne kimdi annem dört harften yapılma ev kışı bir susma şimdi-- A öyle ya da böyle mahcup bir türküdür ömür dediğimiz N insan en içli tenhasından kanardı tenhalık siz miydiniz N anne sözü ilktir anne sözcüğü hep ...

Arzuuu* Okay

dudaklarım geziniyor gecenin ağzında güzel ırmak çürüğü pastel bir günahla beyaz masum ve ıslak dolunay lekeleri içinde tenim kasıklarım aşk eziği bir grilikte kirli sanki dudaklarım ki tüyden öpüş valsi sen ey jezabel gibim çocukmuşum gibim gidip geliyorum senle düşüme akşamıma geceme öptürüyorum seni hayatım ruj imgesi sinema hazzı şimdi geçmişime sarkan flu gençliğini seyrediyorum gece ki mağdur bir dokunuş izi çocukluğum gülhatmi suskunu elhamra sineması usulca öpüyorum bembeyaz nilüferlerimi yüzün ki ne kadar da şiir - kalbim n'apsın! U: İstanbul'da kadınlar uzunboylu U gibi güzel Hüseyin Alemdar

İstanbul Vakti

İnsan kendini pek ödeyemiyor Sen dur bende var* Beni anlasa anlasa Istanbul anlar seni uzun sevdiğim için bak ağustos ayındayız sen sevdiğin için günlerden cumartesi bak, cuma değil çarşı uzunu çift kapılı canlı sinema caddeler gidip geleceğim gidip geleceğim ben pazar olacak herkes herkesi anlamaz Istanbul herkesi anlar ben buraya Üsküdar’dan geldim, orda herkes Üsküdarlama orda balıkların denize, evlerin camilere bakması üpÜsküdar Eloğlu’nun denizleri azıcık sallansa silme martı Salacak çok gidenlerin yumağı Kadıköy, az gidenlerin tığı Kuzguncuk — Âh, dündeki yarınlar sık dokunmuş birer mor hırka mıdır! ben buraya Beşiktaş’tan geldim, Üsküdar’dan geleni en iyi Beşiktaş tanır! Beşiktaş ara gelmeklerde gencelmek narı-- cebimde gidip gelmeklerin en bozuk paraları! bak geldim, loş göğe kör tebeşirle çizdiğimiz Beyoğlu burası! Yitikçiler pazar günü güzelliğinde aşka altılı ganyan burda :aşktaki en koyu kir insan, insanı en güzel Beyoğlu paklar Mis sokak, Büyükparmakka...

Nilüfer Vakti

İnsan önce kendisiyle kalıyor Birileri bir şeyler çekti ayaklarımdan* Ben beyazlardan masumu sevdim hep nilüfer olanını Sevdikçe sesli bir kederi sustum içimde anneme benzer Sevdikçe su kalpli aşklarım oldu göğsümün nikahı yerinde kendime gittim kendimde kestim şiirgünü pastamı sevdikçe bir o kadar Necatigil’i sevdim herkesin yerine- Şiirrenk! Nilüfer demek Necatigil demekti çünkü dar vakitlerde ince gülüş gamze kesilmeler ki silme nilüfer demekti demeklerin ılıkses şiiriydim günlerin buğu boşluğunda her buğu eski bir iniltidir der yaslanırdım hüseyni yanıma hayatımın zarfına dokunmak mektupan öpmekti içellerimi içellerim ki hatıralardan damlacıklardı sizden bana sahi solgun bir gül mü hala uzanıp uzanıp alınan her hatıra nasıl bir duygu, pardon nasıl bir şiir tozunu almak hatıraların -Anlamadım, orda kimseler yok mu, odalar uğultu mu! Geniş zamanlar mı umuyordunuz siz de e-mail yaşamalarda yoksa tüm beyazları gece mi geçtiniz koşaraktan anladım, dolunayın biraz bira...

Ten Vakti

Başka bir yurdum yok Bedeninde yaşıyorum* Temi ten, adı Ten Vakti bu şiirde durdum işte ağzım su içim ten saatleri kadife bir geceyi gideceğim birazdan birazdan bir şeffaf seansta buluşup kendimle elhamra kadehini kıracağım gecenin gecenin cam rüyaları boşalacak benden cam bir rüya gibi yapışıp kalacağım teninde tenin ki, âh kumral bir denizdir bana terimin öptüğü lâlçocuk cenneti damla damla! her damlası birer gece yorgunluğu hazzıdır ömrüme – ki beyaz zambaklar balesidir gidilmiş tenime – öpülmüş haz düşülmüş düş dönülmüş gece inilmiş güzel gök boşluğu ıslak ıslak kendine dökülmüş şehvanî bir uçurum ipince âh, neler uçurum değildir ki ey ten! ey ten! şimdi, haz şaşkınıyım ya bu saatte – öyle ya da böyle hep bir şeyin şaşkınıyım zaten – insan kendiyle seviştiğini bilmez de hani sevişir ya gecenin leylak hüznü masumiyetiyle sevişir de içinin kalp dudaklarında durur ya! heyhat, bu şiir de duruldu, üşüdüm işte! Ey ten! Beni içine al artık** Hüseyin Alemdar *...