Ana içeriğe atla

Kayıtlar

hasan ali toptaş etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ölülerin dönüp dolaşıp bizde yaşamasıdır yalnızlık.

Ölülerin dönüp dolaşıp bizde yaşamasıdır yalnızlık. Her ölü ölümünü kanıtlar, yani yaşadığını; ve biz durup dinlenmeden ölümlere ekleniriz, kurtuluş yoktur. Yazılmamış kitaplardır ölüler ve zamanın rafına kaldırılmış gümüşlerdir. Onlar ki, bir yanlarını bırakırken bize, bir yanımızı götürmüşlerdir. Bu yüzden alışverişimiz hiç eksilmez onlarla; uçsuz bucaksız bir çölde ya da dağların ardındaki bir dağ başında kendi kendimizle konuşuyorken bile onlarla konuşuyoruzdur. Dedikleridir dediklerimizin birazı, birazı onlara diyeceklerimiz. Hiç kuşkusuz, dünya ölülerle ağırdır; ve yeryüzü onlarla kalabalık. İçimizdeki suç kurdu kımıldadıkça onları anarız. Çünkü, her diri ölüyü yağmalar - ki biz de bulaşmışızdır o talana. Ayakta kalma duygumuzu doyurmak için bir atmaca olmuşuzdur ölüye, ay ışığında canlı canlı parlayan bir saltanat kurmuşuzdur mermerden; taşına yaldızlı harfler döşemişizdir ince ince, ardından çiçek konvoyları yürümüştür renkleri tekrarlayarak, ar...

Yalnızlıklar

Kahvaltı yapacaksınız bir başınıza ya da yanınızda birileriyle. Arkadaşlar, aile bireyleri ve belki eskimiş sevgilerinizin sahipleri olacak karşınızda. Şeker karıştıracaksınız bardağınızda. Gözünüz dalacak masanın üzerindeki ekmek kırıntısına... Vapura bineceksiniz, otobüsten ineceksiniz. Simit alacaksınız, gazete sayfaları çevirecek, fal bakacaksınız bilgisayarlarınızda... Uzun sıkıntılar vermiş şeyleri bitiremiyor olmakla her şeye yeniden başlayabileceğinizi sanmak arasında bir fark olmadığını fark edeceksiniz. Siz silmek isteseniz bile hafızanın kalıcı mürekkebi yıpratmış olacak kalbinizdeki ak parşomeni... En olmadık anda geri tepecek hainlikler. Anlayacaksınız; hiçbir şey eskisi gibi olmayacak bir daha... Çekip gitmek en güzeliymiş gibi gelecek ama çekip gidemeyeceksiniz... İşiniz, alışkanlıklarınız, derme çatma düzeniniz, çocuklarınız, toplumsal korkularınız; hadi ataletiniz diyelim hepsine; izin vermeyecek size! Başkalarının felaketinde teselli bulacak...

Yalnızlıklar 9

Yalnızlık bir boşluktur içimizde; sisli yamaçlarında babalarımızın dev gölgesi dolaşır babalar ki, bizde bitmeyen upuzun tiratlardır; bir masal ağacına benzeyen ellerini uzatıp ellerimizden çocuklarımızı okşarlar. Torunlarına baba derler sonra, sürekli değişen sesleriyle torun çocuğunda hortlayarak. Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır. Kimi zaman asarlar kendilerini tütün dumanına bir akşamın en ince yerinde yorgun yorgun, kimi zaman iç kanamalı bir şilep gibi rakıya demirlerler yüreklerini; kimi zaman dayanamayıp kusarlar bizi hızla, kimi zaman silerler görüntümüzü kızları olmamış bir kızla ve dönüp dolaşıp baba kelimesinde yaşarlar. Bu kelime biricik evleridir onların ve onların, koşulsuz sevmek gibi sonsuz bir mahkûmiyetleri vardır; severler. Babalar ki, bizim tamamladığımızdır; döverlerse, yalnızca kendilerini döverler. Erken çizilmiş karikatürlerimizdir babalar bizim; onları tamamlaya tamamlaya çocuklarımızla tamamlanmaya koşullanırı...

Yalnızlıklar 1

Neresinden bakılırsa bakılsın, her cümlede bir çift göz vardır ve her noktada bir insan. O insan ki, bakar bize ve ötemize; ve o insan ki, giyindiği zamanın gerisinden sorar hep kaygılanır, duraksar ve sessizdir. Ve geldim demenin bir sessizliği varsa, öpüşelim demenin, sen hâlâ gitmiyor musun demenin ya da ölmek istemenin bir sessizliği varsa, kelimeleri de vardır sessizliğin duruşun kelimeleri vardır; bakışın kelimeleri vardır; bakışın, uzanışın, gülüşün… Ama, yalnızlığın kelimeleri yoktur. O, bütün kelimelerden oluşmuş bir kelimedir. Hasan Ali Toptaş

Ben Sensizliği Yalnızlık Sanmıştım

yalnızlıklar ‘insana en yakın yalnızlıktır insan’ ben sensizliği yalnızlık sanmıştım bir keresinde. (yalnızlık bende bensizlikti oysa; ya da bende birçok ben.) neresinden bakılırsa bakılsın, her cümlede bir çift göz vardır ve her noktada bir insan. o insan ki, bakar bize ve ötemize; ve o insan ki, giyindiği zamanın gerisinden sorar hep kaygılanır, duraksar ve sessizdir; ve geldim demenin bir sessizliği varsa, öpüşelim demenin, sen hala gitmiyor musun demenin ya da ölmek istemenin bir sessizliği varsa, kelimeleri de vardır sessizliğin duruşun kelimeleri vardır; bakışın, uzanışın, gülüşün... ama, yalnızlığın kelimeleri yoktur. o, bütün kelimelerden oluşmuş bir kelimedir. yalnızlık postacıların taşıdığı yüktür çoğu kez, birikir kalem uçlarında, kağıtlarda, zarflarda. bakışlarda birikir, susuşlarda, bekleyişlerde, kapılaarda ve birikim yüktür her zaman, yalnızlık bir yükün ağırlığıdır. yorgunluğumuzu o nesnenin kucağından o nesnenin kucağına gezdirirken, ...