Bir çaydanlık gibi gri akşam Adam olmaktan yorulsam, düğümlesem bağlarını bütün ayakabıların senin evine kadar yoluma çıkan, O zaman seni aramaya başlasam elde bir fırçayla ve bütün kadehlerimi ödemeye zorlasam seni. Adam olmaktan yorulsam ellerimi kessem ve diğerlerini-önlenemez bir biçimde büyüyen her şeyi- sana baktığımda telaşlanmayasın diye; insan gövdesinde bir karınca izdihamı örslere ve çapalara kendimi bırakmamı zorluyor, bana her baktığında yeniden ortaya çıkıyor. Adam olmaktan yorulsam genç olmaktan yorulsam ve kendimi çok yaşlı hissetsem benden gözlerini taşımamı istemeden gidersen. Yorulmaktan yorulsam gülmekten her kezinde daha azalmış dişlerle. Adam olmaktan yorulsam, yorulsam ki yoruluyorum kendimden, senden, kanayan ve temiz bir biçimde kesilemeyen her şeyden, her şeyden sökülüp gidemeyenbir iz bırakmaksızın koyu ve kirli. Adam olmaktan yorulsam (yorulsam, yorulsam,yorulsam ve yorulsam ki yoruluyorum), şairlerin dizelerini çalsam vakti ...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"