Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Bülent Kumral etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Güzelleme

Bir tavşan kadar ürkekti yüreğin Kabaran deniz dalgaları gibi coşkulu... Birden şavklandı yarı karanlık oda Nemli teninde canlandı Parmak uçlarımın ölü dokusu. Dudaklarından içtim kevser şarabını Sen, seni keşfetmenin hazzını tattırdın Bana, ben olduğumu sen yaşattın. Sen imzaladın Kimliksiz otel odalarının Doğum kağıtlarını. Bastığın yerde otlar yeşerir, Topuk çukurlarında Kuru ağaç dalları göverir. Sen güldüğünde, Güller güler, bülbüller susar Erguvanlar seni kıskanır Şenlenir bahar dalları. Karanfil kokulu terini içerdim Ceylan derisi yumuşak teninde Kasıklarında duyardım Kalp atışlarını. Sen ısıttın nemli çarşaflarını Soğuk yatakların. Sen imzalardın Kimliksiz otel odalarının Doğum kağıtlarını Bülent Kumral

Tüketeceksin

Bir sevgiyi anlamak Bir ömrü tüketir  Tüketeceksin Bülent Kumral

İkilem

kararsız bir yaz ikindisi sanıyordum seni apansız bastıran ani yağmurların getirdiği toprak kokulu bir yanı uzak tatil akşamları bir yanı pazartesi telaşları çıplak tenin dayanılmaz bir fesleğen çiçeği değmeye gör bir yanın ısırgan otu bir yanın esrik tanrılar içeceği ya ellerin işlenmemiş bir cinayetin kim bilir kaçıncı faili meçhulleri çıkılmamış bir okyanus serüveni sanıyordum düşlerini farkına varıp anlamadığım bir yanın boğulma korkusu bir yanın dünden belli yaşama yazı tura atar gibi liman başkanının bir türlü gelmek bilmeyen selamet dilekleri ya o gelmelerin bir yanım şenlik, bir yanım gavur ateşi tarifeli iki sefer arasında rast gelmişliğin ince hesap işi kırılma yerlerin iç çekip dudak bükmelerin horlanıp gitmelerin bilinçsiz terör eylemleri yanılmışım demek istemem daha kaç eylül geçmelidir üstüne gelmeye gör çocukluğumu geri çağırırım ortaya çıkarır kaç bayram arifesidir yastığımın altına gizlediğim siyah giysileri beyaz gömlekle iy...