paylaşmak ister her şeyi seninle çünkü o vakit ısırdığın elmalar yasak bir gözeye yol bulur gövdesinde ana tanrıçaların ilk hecesine değer genişler gökyüzü çünkü uzakta bir tepeyi çıkarsın hiç durmadan tırmanmanın tepede olmaktan iyi olduğunu herkesten önce biliyordun sen çünkü zehirli mantarlar, fare delikleri, sedirler derin ormanların yabani menekşesidir bu günlerin göremedikleri ağzından yediği portakalların suyu en sonunda taşıracak nehirleri sonra dövülmüş çocuklar gibi yere yakın şimşirlerin saçlarını okşayarak büyütecek çünkü yarım bir evde oturursun sen kuzu postuna sarınmış aç kurtlardan doğma bir çıplaklığın içinde bilirsin şimdi gecedir saklanır senden, yavru bir kaplumbağadır gün bazen bir dokunuş olur yer kapanır üstünüze gök kapanır incecik bir kan sızar aranızdan çünkü dilin ay’la sarmaş dolaş cini var lambası yok, dünyanın sihrini yutmuş masallar anlatır yer çekimsiz kalan her büyük söz çünkü gözlerin yedi gezegende oturan ruhların naza...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"