Ağlamanın kendisiyle alay etmek bizzat ağlanacak bir durumdur. ''Hak rahmetinin insan gözünde damla damla olmasıdır gözyaşları. Merhametin eteklerinde dolaşan gönlün pırlantalarıdır gözyaşı.'' Siz hiç firavunların, şeddatların, tiranların gözyaşına şahit oldunuz ya da duydunuz mu? Merhametsizlerin gözyaşını bilmesi ne mümkün! “Ağlamayan gözden Sana sığınırım.” diyen gözü yaşlı bir Peygamberin ümmeti olanlar anlar ancak gözü yaşlı insanları. Ki O hüzün Peygamberiydi. Oysa biz Peygamberimizin Musab Bin Umeyr'in ardından gözyaşı dökmesine şahit olduk. Evldını kendi elleriyle toprağa verirken gördük O İki Cihan Serverinin gözyaşlarını. Ki o hüzün Peygamberiydi. Yakup Aleyhisselamın Yusufu için döktüğü gözyaşlarına Kenan illerinin hangi toprağı şahit değil? Davut Aleyhisselamın sesi, Zebur'u tilavet ederken ağlamaklı değil miydi? Nuh Aleyhisselamın esas tufanı, küfür karşısında döktüğü gözyaşları değil miydi? Ve siz hiç ağladınız mı bir şehidin ardında...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"