1 Odaya sığındık. Uğultu başladı. Geceyarısı tireni Muş tütünü biber acısı uğultu başladı. Yağmur yağdı hüzn’ağdı ay göğsümün içinde deli çığlıklar attı uğultu başladı. Masada kahve fincanı telve masada kül tablası izmarit masada çiçeklik boş masada ben yalnız yorgun bir boşluk. Uğultu başladı bir dünyadır düş uzun uzun gece : kalbim coşkun ve kaçak ve yağmura dönmüştür ölümün yüzü kaçak ve suskun uğultu başladı... 2 Rüzgâr esmese sen konuşsan, dümdüz olsa yollar yürüyüp gidebilsek gecede gecede bir bağlama başlasa bir türkü uzakta kent başlayacak birliktelik uğultuyla başlayacak konuşacak yalnızlar cesaret mi oynuyor yalnızlar, kent çökmüş bulanık üstlerine, üstlerine kapıları pencereleri yolları tıkayan çocuk sesleri üstlerinden çekilmiş ay ay göğsümün içinde emekli bir memur gibi gülümsüyor korkuyu yanlış anlaşılmak gibi gülümsüyor daha yakından bakınca kaçmak ve ölüm. Ölüm gerilimi yumuşatır derdi ninem, ölüm evlerden ır...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"