Ana içeriğe atla

Kayıtlar

goethe etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Mutluluk Veren Hasret

Kimseye değil bunu, bilgelere söyle Çünkü alay eder kalabalık durmadan; Övmek istediğim de hayatla dolu Bir alev ölümüyle yanmaya hasret duyan. Sana varlık veren, senin varlık verdiğin O serin sevgi gecelerinde, Mumlar aydınlatınca odayı, sessizce Bir yabancı duygu çöker üstüne. Örtünüp kalmazsın sen de o zaman Koyu gölgesinde karanlığın. En yüce maksatla birleşmek için yeni bir istekle dolar varlığın. Ve hiçbir uzaklık güç gelmez sana Uçarak ve bağlı, gelir koşarak içinde ışığa duyduğun hasretle Ölürsün, ey kelebek, sen de yanarak! Ama duymadığın müddetçe bunu, Bu öl ve ol'u her gün içinde, Bil ki bir kara konuksun yalnız Sen de karanlık dünya yüzünde. Johann Wolfgang von Goethe Çeviri: Selahattin Batu

Akşam Güneşi

Bakın, akşam güneşinin sıcağıyla evrim Yeşiller içindeki kulübeleri nasıl parlatıyor! O giderek çekilirken, Gün kurtuluyor, Bize inip kaybolurken bile hayat veriyor. Ah! Bir kanat yerden beni kaldırmıyor, Ki ardından, hep peşinden yetişeyim! Seziyorum sonsuz Akşam ışığında, Issız alemi ayaklarımın altında, Tutuşmuş tüm tepeler, yatışmış her dere, Gümüş Çınar altın ırmaklara akıyor habire. Yok, durduramadı ulvi bahtı engeliyle Azgın Dağ tüm uçurum ve geçitleriyle; Çoktan Deniz ısınmış koylarıyla birlikte Aniden açıldı hayretle bakışların önünde. Tanrıça artık tamamen batmaya yeltendi; Yalnız, körpe sürgün birden irkildi, Acele koştum, ezeli nurundan içmeye, Önümde Gün silkindi, arkamda Gece, Alem üzerimde altımda dalgalar. Güzel bir rüya derken, o esnada o sıvıştı gizlice! Aman, ruhun kanatlarına kolayca Beden kanatı yoldaş olamayacak galiba. Tabi herkese doğuştan verilir bu his, Duygularıyla yukarı ve ileri dalınası, Gökyüzünde, mavi semada kaybolmuş, Şakıyan t...

Veda

Bırak gözlerim veda eylesin, Dilimin söylemeye varmayan! Zor, zordur taşınması erkeğin! Çünkü adamım, bazen kalpazan. Üzülür bu saatte her can Aşkın en tatlı tutusu bile, Soğuk bir buse ağzından, Donuk elinin sıkması hele. Ayrıca, hafif çalınmış bir öpücük, Ah, anında beni nasıl da büyülemişti! Sanki sevindiren bir Menekşe küçücük, Martın ilk günlerinde koparılmış gibi. Yok, ben şimdi çelenk toplamıyorum, Artık bir gülü bile kıyamam sana. İlkbahar geldi, ey sevgili Oğlum.... Ama, ne yazık ki sonbahar bana! Johann Wolfgang von Goethe

İthaf

Dedikas Sabah geldi, tekmeleri ürküttü Sakin uykumu, beni halim saran, Uyanırken, sessiz kulübemde Giderken dağbaşı taze ruhumla; Şenlendim, her attığım adımla Yeni çiçeğe, dolu damlalarla salkan; Yeni gün yükselirken meftun, Ve herşey serinlendi, beni sevindirmek için. Ve ben tırmanırken, çayırlar çınarından belirdi Bir sis çizgi, çizgi yukarı. Savuldu ve değindi, etrafımı çevirdi, Ve büyüdü bedenimi kanatlarcasına serdi: Güzel endamımı daha tadınamadan, Çevre kapandı üzerime solgun vualla; Hemen dökünmüş gördüm bulutlarla, Kendimi kendimle kapanmış buldum seherle. Aniden güneş delercesine aydınlandı, Sis arasında berraklık görüle yazdı. Burada sakin düşekaldı; Bölündü yükselirken orman ve tepelerle. Nasılda ümitlendim, ona selam verebilmeye! Donuk tandan sonra iki kat daha güzel sandım. Havalı mücadele hala bitmemişti, Bir parıltı sardı ve gözlerim kamaştı. Sonra, onları aç dercesine, İçimden soğukkanlı yeni bir dürtü geldi, Acele nazarlarla zorladım k...

İnsanın başına gelebilecek en kötü şey

Eskiden derdim ki; İnsanın başına gelebilecek en kötü şey, Bir gün ‘yapayalnız kalmasıdır’. Öğrendim ki; Hayatta insanın başına gelebilecek en kötü şey: ...‘Yapayalnız hissetmesine neden olan insanlarla yaşamasıdır.’ Johann Wolfgang von Goethe

Uzaktaki Sevgiliye

Seni yitirdiğim, söyle gerçek mi ? Ey güzel, bırakıp beni gittin mi ? Her şarkı, her söz kulaklarımda Hala bugün gibi çağlayıp durmada. Bir yolcu nasıl bakışlarıyla Delmeye çalışırsa uzakları, Nasıl keşf için uğraşırsa Havada gizlice şakıyan kuşları, Öyle aranıyor gözlerim durmadan Tarlayı, çalıyı, ormanı tekrar; Ey güzel sevdiğim, dön artık bana ! Seni çağırıyor söylediğim şarkılar ! Johann Wolfgang von Goethe

Avcının Akşam Şarkısı

Yürüyorum kırda sessiz, yabanıl Elimde tüfek sürüne sürüne; Gözlerimde senin ışıklı yüzün, Tatlı hayalin gülümsemede. Gezmedesin sen şimdi, sevimli Kırlar içinde vadilerde; Ah, benim uçup giden hayalim Bilmem görünür mü sana bir kere? Görünür mü yaslı gamlar içinde Diyar diyar gezen bu hayal sana? Yanında ayrı düştüğü için Yürür giderken ufuktan ufka. Yalnız seni kurar, seni görürüm Yüzün sanırım bakınca aya Bir sessiz güven kaplar içimi Ah, bilmem ki ne hal oldu bana? Johann Wolfgang von Goethe

Mülkiyet

Biliyorum ki ben, Ruhumdan akıp gelmek isteyen düşünceler dışında, Hiçbir şeye sahip değilim. Biliyorum ki ben, Tatlı bir sevgiyi, küçük bir sevinci tattığım anlar dışında, Hiçbir şeye sahip değilim. Johann Wolfgang von Goethe

Güzel Gece

Artık kulübeyi terk ediyorum, Sevdiklerimin meskenini, Yalnız, alçak adımlarla dolaşıyorum Issız ve karanlık ormanın içini. Luna doğuyor çalı ve meşeler ortasından, Zefir seyrini bildiriyor, Huş ağaçları eğilerek serpiyor yukardan Ona doğru, en tatlı tütsüyü seriyor. Nasıl da tapınıyorum serinlikte Bu güzel yaz gecesine! Ah, ne damıtıcı burada duygulanma, Ruhu şen ve mutlu kılan; Neşene nafile dokunamadan! Ama, gene de isterdim ki, ey sema sana Binlercesine böyle gece bırakmak, Yarimi verseydin bir tek bana. Johann Wolfgang von Goethe

Has Tat

Beyhude seninki, etkilemek için kalbini, Bir kızın kucağını altınla doldurmak; Kendine yetiştir aşkın meyvelerini, Ki tadabilesin onları su gibi berrak. Altın ancak yığınların oylarına değer, Ama tek bir kalbi kazanamaz da. Sen ki bir kız almak istersen eğer, Git ve ver kendini, onun için ona. Seni hiçbir bağ sarmayacaksa kutsal, Ey Delikanlı, sımsıkı sık kendini! Beşer hür yaşarken davranır uysal, Ama yinede özgür olmayabilir fani. Kendini sadece Birine yak yar; Ve yüreği aşkla doluysa eğer, Bırak şefkat örsün seni dapdar, Vefa sarmasın istiyorsan meğer. Sez, Delikanlı, ve hemen ardından seç Bir Kız kendine, ki o da seçesin seni, Gönlü güzel olsun, ötesinden vazgeç, Ve seversin sende, ben gibi kendini. Ben, ki anlarım bu sanattan inan, Kendime bir çocuk beğendim, Şimdi en güzel evlilik mutuna varan Rahmeti eksik sadece rabbimin. Revamdan başka derdi yok, Ancak bana güzel görünmekle meşgul, Yalnız yanımda sevecen, hem de çok, Ve kibarca başkaları önünde ku...

Huzur

Dağlara sinmiş huzur, En küçük kıpırdanış yok yapraklarda, Kuşlar ormanda suskun, Sabret yakın birgün sende huzur bulursun. Johann Wolfgang von Goethe

İtiraf

Saklaması zor olan nedir? Ateş! Gündüz dumanı ele verir, Gece alevi o canavarı. Ayrıca aşktır bir de saklanması zor olan: Her ne kadar sakin gibi görünse de, Pek kolay okunur gözlerden. En zoru ise bir şiiri saklamaktır: İnsan meziyetlerini göstermeden edemez. Goethe (Doğu-Batı Divanı-Ötüken-s.176)

Ormanda Yürüyordum

Ormanda yürüyordum Öylesine ve kendimce Ve hiçbir şey aramamak İşte buydu niyetim. Sonra gölgeler arasında Bir çiçekçik gördüm, Yıldız gibi parıldayan, Bir göz gibi gülümseyen. Yerinden koparmak isterken onu, İncecikten bana: Solup ölmemi istiyorsun. Tutup kopararak beni? deyiverdi. Onu kökleriyle birlikte, Hiç incitmeden çıkarıp, Güzel evin başındaki, Büyük bahçeye taşıdım. Büyük sakin bahçede, Ektim onu yeniden. Şimdi o küçük, güzel çiçek Büyüyor durmadan, çiçek açıp, gülerek. Goethe

Marienbad Ağıdı

Artık ne bekleyebilirim, yeniden Buluşsam da o gonca çiçekten Cennet ve cehennem seni bekliyor Duygular kararsızlık dalgalarında sarsılırken, Bitsin bu kuşkular artık! İşte gök kapında Kaldırıyor yerden seni kollarıyla İşte cennete kabul edildin, keşke Değer olsaydın sonsuz güzel hayata Artık ne istek, ne umut, ne tutku kaldı Burasıydı yöneldiğin içten çabalarla Karşında görünce eşsiz güzelliği Yanık gözyaşlarının kaynağı tükendi Gün nasıl da hızla çarptı kanatlarını Zamanı önüne katıp sürer gibi Akşamki öpücük bir mühür dudaklarda Yarınki güneşin de aynen göreceği Sakin bir yürüyüşteydi zaman, Kız kardeşler gibi, benzer ve benzemeyen Son öpücüğün nasıl da tatlı kıyıcılığı Kesiveriyor aşkın kusursuz örgüsünü Şimdi acele, tedirgin koşan, sakınıp eşiğinden Ardından alevler içinde bir melek geliyor gibi Göz, karanlık yola yorgun bakıyor Dönüp baktı: Kapı kilitli duruyor Şimdi kendine bile kilitli olan bu gönül Sanki hiç açılmamış, mutluluk saatlerini Gökteki...

Tekrar Buluşma

Acaba bu gerçek mi, yıldızların yıldızı Seni tekrar kalbimin üstünde sıkıyorum! Ah, şu ayrılık denen gece nasıl bir acı Nasıl derin uçurum Evet neşelerimin Sevgili, hoş rakibi sen; Düşününce geçmiş acıları Ürperirim halden. Düha ezeliyetin, Tanrının sinesinin Uyurken bir yerinde en kuytu ve düzgün derin Hazırladı ilk anı Çok yüce bir yaratma isteğiyle Tanrı `Ol!` emrini verdi, Bütün alem kudretle ve büyük ihtişamla Hemen gerçekleşerek bir varlık kazanınca Her taraftan çok derin bir ah koptu yükseldi Etraf nura boyandı Birbirinden ayrılıp bir yana kaçıştılar, Vahşet ve korku dolu rüyaları içinde Her şey can attı İsteyerek sessiz ve ihtirassız Uzaklara, o derin sonsuzlukta. Her şey susmuş, sessiz ve ıssızdı etraf, Tanrı yalnız kalmıştı ilk olarak, Yarattığı şafağı o anda Şafak merhamet etti çekilen ıstıraba, Ve acı duyanlara, Ahenkli renk oyunları gösterdi, Daha önce birbirinden her ayrılan böylece İmkan buldu tekrardan birbirini sevmeye. Telaşla, acele ile birbirinin olanlar arayıp birb...

Menekşe

Çayırda bir menekşe açmıştı Öylecene boynunu bükmüş ve kimseciklerin bilmediği; Bir menekşecik,sevimli mi sevimli. Derken genç bir çoban kız geldi, Hafif adımlarla ve neşeli mi neşeli, Ta oralardan,oralardan Çayıra ve şarkılar söyledi. Ah,diye düşündü menekşe, Doğadaki en güzel çiçek olsaydım keşke, Ah,yalnızca kısacık bir an boyunca, Ta ki şu sevgili beni kopartsın Ve iyice göğsüne bastırsın! Ah,yalnızca,evet yalnızca Bir çeyrek saat boyunca! Gelgelim,ah,ne yazık!Genç kız geldi Ve ona hiç dikkat bile etmedi, Ezdi ayağının altında zavallı menekşeyi. O ise yere yığılıp öldü ve bir de sevindi ölürken; Ve ölüyorsam eğer şimdi,yine de onun elinden, Onun elinden,onun elinden, Ayrılmadan ayaklarının dibinden. Geothe

Sevgili Yakınlığı

Seni hatırlarım sulara günün Şavkı vurunca; Seni hatırlarım, dağlara ay Renkler verince. Seni görür gözüm uzak yollarda Tozlar kalkarken; Derin gecelerde, dağ yollarında Yolcu titrerken. Seni işitirim, boğuk seslerle Su yükselince; Kırlarda sükutu dinlerim gece Her şey susunca; Uzakta da olsan, ben yanındayım, Sen yanımdasın. Gün söker, yıldızlar ışır gökte, ah. Burada olsaydın. Geothe

Dizeler

duygusuz ol; hassas bir kalp sallantılı dünyada sefil bir varlıktır küçük hırsızları asıp yok ederler büyükleri çok ilerlemiştir ülkeyi ve sarayları yönetiyorlar dünyayı küçümsemeyi öğrendim ancak şimdi, onu fethedecek değerdeyim peşimizi bırakmıyor, ısrar ediyorsunuz öğüt istiyorsunuz; verebilirim yalnız, içim rahat olsun diye söz verin ona uymayacağınıza yaşayarak gelişen nakşedilmiş biçimi hiçbir zaman ve hiçbir güç parçalayamaz birçoğumuz birçok şey bilir; ama bilgelikten çok uzaktır başka insanlar size kolay bir oyundur kendini ise hiç kimse tam öğrenememiştir hiç kimse kendine bilge ve özgür demesin ölümünden önce hayatımda bazı şeyler kaçırdım ama kimseye hile yapmadım beşikle tabut arasındaki büyük kanalda sallanır ve yüzeriz hayat boyunca tasasız üç bin yılın hesabını kendine vermeyi bilmeyen kimse karanlıkta cahil kalır ey dünya, senin çirkin uçurumunda iyi niyet bile mahvolur iki uşaklı bir efendi iyi hizmet göremez iki kadınlı ev t...

Aşk kitabı

Kitapların en harika kitabı Aşk kitabıdır; Dikkatle okudum onu Pek az sayfa sevinç Formalar dolusu acı; Bir bölüm sonudur ayrılık Yeniden buluşma! Küçük bir parçadır. Yarım kalmış. Ciltlerce dert. Şerhlerle uzatılmış, Sonsuzca,ölçüsüzce. Goethe