hiçbir yerin yerlisi değilim benden yollarda söz edilsin kara trenlerde geçsin adım uykulu yaylılarda düşüm görülsün çünkü bir yanım sana gelirken dostum bir yanım hep bir yerlere gider hiçbir yerin yerlisi değilim belki bulutlarla soydaşım uçuyorum -yağmurumu acılara yağdırmaya koşuyorum yakılan şiirlere -bir de sana dostum yağmurumu yağdırmaya koşuyorum (şiir yansa bile ne mavi bir bulut olur o da yağar acılara) hiçbir yerin yerlisi değilim gurbeti olanın sılası olur ne sılam ne gurbetimsin ey dost şiirim yerine -karanlık odalarda- yırtılır kanatılır ya etim -sen hem şiirim hem etimsin hiçbir yerin yerlisi değilim şiirlerden gelip şiirlere gidiyorum yolum içlenmenin gökkuşağı benden sana usulca uzanır dostum bir de ona -onlara uzanır (gözleri kısıktı -bezgindi derinleşmişti yüzünün tutuklu çizgileri saçları yeni yeni uzamış aklı hep bir yerlere gidiyor -işte onunla da yoldaşım) hiçbir yerin yerlisi değilim hiçbir yerde yok dikili ağacım işçiyim iş...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"