1/ Yeni ay: vaktidir, kalksın dağınık uykulardan rüyasını gerçek sanan sarhoş zaman yaktığınız köprülerin ışığı daha ne kadar aydınlatır karanlığı nereye kadar kökler kayış koparan otları hafıza tarlasından? kaç kere kırılabilir kalbin kristali? kaç kere kopabilir inceldiği yerden sesin telleri daha ne kadar uzak olabilirsiniz : değer gördükçe kibirlenir insan… 2/ Hilâl: yüreği küllüğe dönmüşe ne desin ateş ne denir bir ömür kül örtene yazmasıyla suçlandığın şarapsa eyvallah şaraptan gül damıttı ağzın pişmanlığın ayaz aşklarsa çelikten cürufu göz suyunla yıkadın küfran anlar yıllarca döne döne öğütülmediyse belleğin değirmeninde : insanı iç gömleği yakar yakar da çıkaramaz… 3/ İlk dördün: kalbiniz tandır, sesiniz har size dönüyoruz ey kutsal nar sökülsün susuz kuyulardan çekilmiş anılar, dökülsün boynumuz önünüze : kovulduğumuz kapılardan başka eşik labirentten başka beşik yoktur anladık ey yüce geçmiş el verin bize gecede yana yakıla aradı...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"