kırkı doldu ömrümün ve hâlâ yerini yadırgıyor kalbim rabbim kış dalında karı incitmeden semana dalıp gitmiş serçenin gözlerine götür beni dervişlerin hırka giyen sözlerine beton bloklar arasında mütebessim sarı çiçeğin cevaplarını işitip yunus'tan sonra okumayan dedemin takvim yapraklarından tahsilli babaannemin bildiği sırlara götür seherleri alarmla meşgule atan her åminden sonra yüzümde gideceği yeri ezberleyen dünyayla selfi çeken parmaklarımdan şikayetçiyim uçlarına mahcubiyet üflemeni dilerim gökte asılı ay, şaşmayan güneş cömert toprak ve alâk hayretimi düşürdüm rabbim kaç kez silkeledin oysa arzını artık bulmak isterim Aziz Kağan Güneş
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"