I Zaten olup olacağı belli: Her aşktan –Kütür kütür olsa da her erikten– Bir kuru çekirdek kalır II Külü ezsem de Gülü ezemem bilmelisin Erik öpülür ancak Ve olsa olsa ısırılır III Bir zamanlar alevlenmiş Bir gül cesedi kalsın istemem bu aşktan Anı, anılar Bir kül kadar temiz olmalı IV Sen mektubundan çıkan yaprak kadar narin –Benim dudaklarım kadar hırçın– Çiçek tozları kadar uçucu Bir ağaç gibi dayanıklısın V Kendi ateşimi Sinop’ta yanar buldum Oynuyordu çevresinde rakkaseler Ben kendimi Uzaktan seyreder buldum VI Bir rüyayı iki kişi birden görebilir Bu aşktır Suna Bir uykusuzluğu iki kişi birden yaşayabilir Bu ölümsüzlüktür Suna VII Ben kendi bahçemdeyim, odamda Senin ya da ikimizin bahçesinde Değil! Ama sen yıldızlarımsın ağaçlarımsın benim VIII Geceleri Güneş nereye gider? Sen Nereye Gidiyorsun? IX Sevgili Suna Sen yalan söylesen de Gönderdiğin papatyalar Söyleyemez X “Kül” yasak bana “ölüm” yasak Seninle Ateş, aşk...