Eridi ve döküldü bütün dişlerim, Diş değildi onlar ışıldayan lambaydı Gümüş beyazıydı, inciydi, mercandı Seher yıldızıydı, yağmur damlasıydı. ** Bu sarayda nice günler sarhoş ve mutlu yaşadım, Öyle ki makamım emirden de krallardan da üstündü Şimdi de aynıyım, ev de aynı, şehir de aynı, Bana “Neden mutluluk yasa dönüştü” demezsin? ** Şiirini bütün evrenin yazdığı devran geçti, Onun Horasan şairi olduğu zaman geçti. Birileri için ululuk ve nimet şundandı, bundandı; Benim ululuk ve varlığım Samanoğullarındandı. **** Terk et bütün halkın övgüsünü Rudekî Öv onu ve al devlet mührünü. Emir’e yaraşanlar dışında söz bilmem, Şiir söylemede Cerîr de, Taî de Hassan da olsam. Dünyada bütün övgülerin kaynağı emir, Süsün, gücün, arılığın ve esenliğin kaynağı emir. Başkalarını övmenin bir sonu bir kıyısı var, bir sonu var Onun övgüsünün ne kıyısı ve ne sonu var! Rudekî’nin böyle bir yerde şaşkın, hayran, kendinden geçip kalması şaşırtıcı değil ki. ** Yüzün olmadan evreni kavuran güneş olmasın, Se...
"Çiçeğin açması da bir tür şiir belki - Bilmiyorum"